Basın, içtimai iletişim araçları ve internet haberciliğine ait düzenleme TBMM Umumi Kurulunda

TBMM Sayısal Mecralar Komisyonu Başkanı ve YANLIŞSIZ Parti Hatay Mebus Hüseyin Yayman, basın, içtimai iletişim araçları ve internet haberciliğine ilgilendiren yasa teklifine eleştirilere yönelik “Danışma kanununun görüşüldüğü bir zeminde da dezenformasyon yapıldığını görüyoruz.” dedi.

TBMM Umumi Kurulunda basın, içtimai medya ve internet haberciliğine ait düzenlemeleri içeren Matbuat Kanunu ile Ara Sıra Kanunlarda Fark Yapılmasına Dayalı Yasa Teklifi’nin ikinci bölümü üstüne hezel düz HDP İstanbul Saylav Züleyha Gülüm, yasa teklifinin sansür yasası olduğunu istikbal sürdü.

İktidara çap hangi büyüklüğünde kesim varsa bu yasa teklifi ile susturulmak istendiğini öne süren Gülüm, “İktidar olarak, ‘Yaklaşan seçimler öncesi kırıntısı kalan demokratik ortamı da kaldıracağım, seçimlerde yapacağımız seçme nev usulsüzlüğün üstünü örtecek bire bir düzenleme yapacağım’ diyorsunuz. 2022 yılı dünya matbuat özgürlüğü endeksine bakarak Türkiye 180 mevki beyninde 149’uncu tam. Bu sizin üzere aynı perde duygusu gerektirmez mi?” diyerek konuştu.

“Teklifle düşünceyi izah ve yayma hürriyeti, rafa kaldırılmış olacak”

İYİ Tümen Antalya Mebus Feridun Bahşi, çıkarılan her bir yasanın ulus ve ululuk arasında yapılan bir inikat olduğunu söyledi.

Yasaların, tarafların iradeleri doğrultusunda olması halinde tafsilatlı ömürlü olacağını tamlayan Bahşi, “Bu kanun teklifi metnine baktığımızda taraflardan veya paydaşlardan iri bire bir bölümünün bu kanun teklifinden mutlu olmadığı ortadadır. Nedeniyle bu yasa teklifinin, paydaşlarının şişman bölümünü kıvançlı etmediği üzere etraflı ömürlü olmayacağı üstelik açıktır.” dedi.

Yasa teklifiyle sunu anne haklardan birisi olan düşünceyi açıklama ve ifşa hürriyetinin, rafa kaldırılacağını savunan Bahşi, “Bu yasa sebep hazırlanmıştır? Hepimiz biliyoruz ki intihabat yaklaşırken hep güçleri orantısız biçimde elinde markajcı kudret, muhalefeti bütünüyle boğmak istiyor. İktidarın gerekçeleriyle muhalefetin gerekçeleri haddinden fazla farklıdır.” ifadelerini kullandı.

“Bu yasayla neyi kasıt ediyorsunuz bilmiyorum”

CHP İstanbul Mebus Enis Berberoğlu, iktidarın bu kanun teklifi ile neyi amaçladığını zül ettiğini söyledi.

Teklifin görüşmelerinde bir haftanın aşıldığını, hükümeti destekleyen medya organlarının bile keder içre olduğunu ayırt ettiğini ileri süren Berberoğlu, şunları söyledi:

“Anlaşılan bu kanun, ati yıl mümkün ayrımsız kuvvet değişikliğinde, yani bizim tarafımızdan kuşkusuz kullanılır? Onun tereddüdü ve korkusu içindeler gördüğüm kadarıyla. Eğer partimi ve genel başkanımızı tanıyorsam hiç boşuna korkmasınlar. Hakeza baskılara tığ başvurmayız. Bırakırız, onlar bile istedikleri gibi yazsın çizsinler. Zira örtecek bire bir yolsuzluğumuz, bire bir türe ayıbımız bugüne kadar olmadı, imdi dahi kaçınan. Ego 35 seneye andıran gazetecilik yaptım, habercilik yaptım, monitör kurdum, yönettim. Gazetecilik, habercilik güvenli olun çokça tahakküm ve fedakarlık isteyen bir meslektir. Bir patrona, benzeri çıkar grubuna ya da tıpkı ideolojiye tasdik kalkışmak zaten medyaya akla yatkın değildir. Bu yasayla neyi gaye ediyorsunuz bilmiyorum. Bunu açık açık söylüyorum.”

“Yasaklarla, sansürle savaşım etmiş ayrımsız partiyiz”

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve DOĞRU Tümen Hatay Mebus Hüseyin Yayman bile görüşülen teklifin, domates dolması haberle savaş kanun teklifi olduğunu belirtti.

Teklifin referansının SU müktesebatı olduğunu vurgulayan Yayman, “SELIM Fırka kendisine yasaklarla, sansürle uğraş etmiş bire bir partiyiz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Tarihsel ve açık oturum hafızaya bakıldığında kimin ne referanslarla buraya geldiği çok elan gür gözükmektedir.” dedi.

SELIM Parti adına meseleyi kesinlikle nüfuz-mugayeret rekabeti bağlamında ele almadıklarını dile getiren Yayman, “Tığ meseleyi dezenformasyon kendisine ele alıyoruz ve konuyu yöntem üstü ayrımsız konu olarak görüyoruz. Meseleyi yevmiye tartışmalardan erkin toptan ağ sağlayıcıların, kavim çılgın dijital şirketlerin arada sırada demokrasileri, bazen millî devletleri, kimi zaman parlamentoları vasilik altına alma arayışına cebin milli devletlerin kendisini dulda, güvence altına kabul etme çabası namına görüyoruz.” diyerek konuştu.

Yayman, teklifi hem bireysel hakların korunması hem kamu düzeninin sağlanması bağlamında cihanşümul prensiplere isnat etmek istediklerini anlattı.

Bugün “sayısal ağlar” denilen mecraların rasizm, tiksinti, yavru istismarı, kadına hız, esrar ticaretinin yapıldığı ve seçkin şeyin azade olduğu mecralara dönüştüğüne dikkati çeken Yayman, şunları kaydetti:

“Türkiye’dahi demokrasi seçkin devir dünya demokrasi saatiyle eşdeğer halde ilerlemişti. Biz Twitter’in, Facebook’un ve özge sosyal apışlık sağlayıcıların, Berlin’üstelik hangi hukuka tabi ise Viyana’üstelik ne sosyal düzenlemeye razı ise Londra’üstelik hangi hukuksal çerçeveye uyma ediyorsa Türkiye’de bile eş aynı söve metne riayet etmesini istiyoruz. Millet müfrit sayısal ağların demokrasileri vasilik altına ahzetmek istediklerini ve millî parlamentoları devreden çıkartarak kendisini yeri geldiği antlaşma yargının, yeri geldiği zaman yürütmenin, yeri geldiği zaman yasamanın yerine koyup aynı sosyal duruşma kurduklarını hep beraber görüyoruz.

Müzakere kanununun görüşüldüğü aynı zeminde bile dezenformasyon yapıldığını görüyoruz. Kanun haddinden fazla açıktır ve düzenlemeyle suçun oluşması amacıyla 5 araç aranmaktadır. Sırasıyla ‘yayılan veri asıl olmamalıdır’, ‘ülkenin güvenliği ve amme sağlığı ile ait olmalıdır’, ‘halk beyninde ürkü, içtinap etmek ve bulut oluşturma kastı taşımalıdır’, ‘amme barışını bozmaya amelî olmalıdır’ ve ‘aleni olmalıdır’. Eğer sizin paylaşımlarınızda bunlardan rastgele biri yoksa sizin tıpkısı dava yaşamanız doğru değildir.”

“Bize göre insanımız tabii özgürcesine kendisini anlatım edebilmeli”

MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk ise özgürlüğün, bire bir başkasına taşlama edebilmek, karmaşık haber duyurmak, bühtan atmak olmadığını söyledi.

Son çeyrek asırda insanlığın, henüz önce hiç yepyeni ayrımsız biçimde iletişime dair cihanşümul bire bir bildirişim, etkileşim ağının etkisi altına girdiğinin altını çizen Öztürk, şunları kaydetti:

“Tamlık kaslı ülkelerin hele toplumsal iletişim araçları alanında bire bir bizde olduğu kabilinden kebir tedbirler aldıklarını ve almaya devam ettiklerini görmekteyiz. Herhangi Bir devlet yanlış ve yanıltıcı bilginin od yer etmemesi, pervasızca yayılmaması ve terör örgütlerinin yaymaca ara bulucu olmaması için tedbirler almaktadır. Şu anda Türkiye’nin yaptığı bile aynısıdır. Bize bakarak insanımız bittabi özgürce kendisini rapor edebilmeli, düşüncesini özgürce dile getirmelidir. Önümüzdeki kanun teklifiyle maksut, soy hayatta olduğu kabilinden dijital alanda de işlenen hakaret, dolma malumat, dezenformasyon, değer suikastları kadar suçların önüne geçilebilmesidir. Liderimiz sayın Heybet Bahçeli’nin ifade buyurdukları üzere, içtimai iletişim araçları yoluyla kışkırtma üzerine provokasyona mevki edenler Türkiye’nin önüne taş koymaya muktedir olamayacaklardır.”

Share: