Cumhur Reisi Erdoğan’dan AİHM tepkisi; “Türkiye olunca siyasal karar verir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AİHM ile ait yapılan değerlendirmeler üzerine küşade ve net söylüyorum; AİHM kararlarından adaletli değildir, siyasidir. Konu Türkiye olunca siyasal karar verir amma gayrı tarafta Fransa Almanya olunca orada birlikte maatteessüf pahal kararlar verir” dedi.

Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan, 2022-2023 Adli Sene Açım Töreninde konuştu. Adli yılın okşayıcı olmasını dileyen Erdoğan,” Geçtiğimiz yıl adli yılla alay malay açım törenini gerçekleştirdiğimiz Yargıtay binamızın, ülkemize ve geçerlilik camiamıza yine aynalı olmasını diliyorum. Kamu binaları, devletin vatandaşına daha gani bakım vermesini terazi yanı sıra, asırlara sari birer medeniyet eseridir, ekin birikimidir. Ülkemizin dört bir yanı sıra binlerce yıl süresince farklı medeniyetlerin, ayrımlı devletlerin nesir ettiği eserlerin tamamını zenginliğimiz adına görüyor ve sahipleniyoruz. Zaman nesir ettiğimiz eserlerin de ati torunlar amacıyla ayni manayı taşıyacağına ilgiyle inanıyorum. Milletimizin bu topraklardaki bin almanak varlığının ebediyen süreceğinin mührü olan bu garip eserleri ülkemize kazandıranlara teşekkürname ediyorum. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılının bize, geride kalan bir asırdaki birikimimizin dolgun tıpkısı envanterini çıkarma mukayesesini etme, intaç ettiğimiz mesafeyi istimara vesilesi olmasını diliyorum. Yeniden 2023’ün bize, bundan sonraki aynı asrımıza ilişik vizyonlarımızın üstünde düşünme, tefekkür etme fon ika, murat tayin şevki vermesini irade ediyorum” dedi.

Türkiye’nin demokratik benzeri hukuk devleti olduğuna aksan yapan Erdoğan, “Bu çabayı, özge alanlar kabil doğruluk sistemimiz, karar kurumlarımız, ülfet altyapımız üstüne da yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, Anayasasında üstelik belirtildiği şekilde, demokratik, laik, toplumsal tıpkı ülfet devletidir. Anayasamızda tadat edilen devletimizin farklı vasıflarının kuma paydası mahiyetindeki “ülfet devleti” ifadesi, tarihi kökenleri üstelik olan çokça heybetli bir vurgudur. insanlık tarihindeki mücadelelerin merkezinde bilcümle bu arayış saha alır. Biz de, geride bıraktığımız yirmi yılda, ülkemizin ünsiyet devleti vasfını pekitmek üzere yüce reformlara imza attık” dedi.

Türkiye’deki anayasaların az daha tamamının alışılmamış dönemlerin ürünü olduğu rapor eden Erdoğan, “Bu eskiden beri dile getirdiğimiz ayrımsız sıkıntımızdır. Halihazırdaki Anayasamız da, 1980 darbesinin arkası sıra hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Değme hangi büyüklüğünde 1982 Anayasasında, hem bizden eski hükümetler, hem tığ haddinden fazla sayıda güzel ayrım yapsak da, sonuçta elimizdeki malzemenin çarpış dönemi ürünü olduğu gerçeğinden kurtulamıyoruz. Bunun amacıyla hükümetlerimiz döneminde çeşitli defalar, siyasi partilere bakir Temel hazırlama çağrısı yaptık. kimi vakit bu doğrultuda Sedir bünyesinde zayıf birlikte olsa gâh adımlar atılmıştır. Meclis’teki bu çabamızdan, diğer siyasal partilerle harmoni sağlayamadığımız üzere son alamadık. Buna rağmen gayretlerimizi sürdürdük. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonraları dahi kullanılmamış ayrımsız girişim attık “açıklamasında bulundu

Mevcut Anayasanın, yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar güzeşte 40 yıl süresince yapılan değişiklikleri dahi cesim gördüklerini anlatım fail Erdoğan,” Bu çerçevede, kendi hükümetlerimiz döneminde türe ve özgürlüklerin geliştirilmesi üstüne yapılan ıslahat mahiyetindeki düzenlemelerden bazlarını hatırlatmak istiyorum: Asıl adalet ve özgürlüklere ait anlaşmaları bağırsak hukukumuzun benzeri parçası haline getirdik. İdarenin işleyişiyle ait şikayetleri meşgul olmak için Amme Denetçiliği Kurumunu kurduk. Ferdî verilerin korunmasını ve bilgi edinmeyi Anayasal birer türe olarak düzenleyerek, garanti altına aldık. Türkiye İnsan Hakları ve Akreditasyon Kurumunu oluşturarak, kayırıcı haklarının elan etkin korunmasını sağladık. Sivil hüküm-askeri mahkeme kararı ayrımını ortadan kaldırarak, yargıda birliği gerçekleştirme ve yapılış ettik. Hakimler ve Savcılar Kurulunun hem çoğulcu kaynaktan seçilmesini, hem dahi üyelerinin yetişkin bir bölümünün Meclis vasıtasıyla belirlenmesini sağlayarak, kurulun demokratik meşruiyetini artırdık. Millî Şiddet Zıkkım Projesi UYAP’ı hayata geçirerek, teknolojik ve ilmî gelişmeleri yargının hizmetine sunduk. Uzlaştırmacılık ve Arabuluculuk sistemlerini kurarak, taraflara basit getiren alternatif hal yollarını uygulamaya koyduk. İkinci aşama anlık eden istinaf’ı ülkemize kazandırdık. Türk Ceza Kanununu, Ukubet Muhakemesi Kanununu ve İnfaz Kanununu yenileyerek, bakir aynı ukubet adaleti sistemi oluşturduk. Ahbaplık Muhakemeleri Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu özellikle olmak üzere, hukuk alanındaki ana kanunları yeniledik ve balaban tebeddülat yaptık.

Hkim ve savcı adaylığını kaldırarak, hesabına mahkeme kararı mensuplarının daha bol yetişmelerini sağlayacak bilgili ve müddeiumumi yardımcılığı müessesini kurduk. Hak sisteminin altyapısında üstelik nazik benzeri değişime imza attık. Geçtiğimiz 20 yılda 277 türe hizmet binası inşa ederek, mecbur düz miktarını 569 bin metrekareden 6 milyon metrekareye çıkartarak, şiddet hizmetlerinin, işin mehabetine akla yatkın mekanlarda verilmesini sağladık. Efdal Mahkemelerimizin tamamının binalarını, verilen hizmetin niteliğine akıllıca düşecek şekilde yeniledik” dedi.

Yakında ihalesi yapılacak eskimemiş Ankara Adalet Sarayının üstelik, dobra olması temennisinde mevcut Erdoğan,”

Adaletin eskiden tecellisi amacıyla teknolojik ve ilmî gelişmelerden yargımızın en son düzeyde istifadesini

gerçekleştirme ettik. Bir amaçla, bilge ve savcı ile duruşma sayımızı de artırdık. Adli yargıdaki duruşma sayısını 3 bin 581’den, yüzde 91,3 artışla 6 bin 852’ye; yönetimsel yargıdaki mahkeme sayısını 146dan, yüzde 42 artışla 208e çıkardık. FETÖ çıyanlık çetesinin tasfiyesiyle ortaya çıkan eksikliğe karşın, bilge ve savcı sayısını 9 bin 349’dan, yüzdelik 143 artışla 22 bin 756’ya yükselttik. Özetle özetlediğim bu çalışmalar beraberinde, hem hak sistemimizi, hem yargı mensuplarımızı rahatlatacak, dayanıklı çok düzenlemeyi ülkemize kazandırdık. İlk derecesinden yükseğine kadar önem kurumlarımızın tamamının, çalışanlar ve bakım alanlar üzere sıkıntı mekanlarından huzurlu kamusal mekanlar haline dönüşmesi bile başlı başına bire bir muvaffakiyet işaretidir” değerlendirmesinde bulundu.

Önümüzdeki dönemde adalet sisteminde kullanılmamış iyileştirmeler yapılacağını açıklanan Erdoğan,”Gündemimizin en başında avukatlarımızın sorunlarının çözümü var. Bunun üzere Avukatlık Kanununu, Barolarımızla birlikte

çalışarak yenilemek istiyoruz. Hedefimiz defans hakkının henüz birlikte güçlendirilmesidir. Vatandaşlarımızın entelekt süreçlerinde, muhtelif sebeplerle doğruluk mahrumiyetlerine uğramasından üzüntü duyuyoruz.

Bunun önüne boşlamak için adli arkalama sistemimizi baştan ele alacağız. Ahbaplık sigortası yerine mezkûr ve değişik ülkelerde uygu laması mevcut türel siper sigortasını Türkiye’ye bile kazandırmayı planlıyoruz.

Adalet Bakanlığımızın kurduğu malumat komisyonunun teklifleri doğrultusunda türel siper sigortasını hayata geçireceğiz. Sentetik zekayı, yargının ve karar görevi işleyen hakim, müddeiumumi ve avukatlarımızın hizmetine arz etmek için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Etki hizmetlerinden memnuniyetin ve ülfet güvenliğinin daha dahi artırılması için bakir adımlar atacağız” ifadelerini kullandı.

Adalete erişimin kolaylaştırılacağını ve şiddet süreçlerinin sadeleştirileceğini kaydeden Erdoğan,” Mütenavip hal yöntemlerini ve yollarını geliştireceğiz. Yargılamaların akilane sürede sonuçlandırılması ve adaletin vaktinde tecellisi amacıyla eskimemiş projeleri devreye alacağız. Esas başlıklarıyla özetlediğimiz tam bu çalışmalarla, milletimizin adalete olan güvenini en son seviyeye çıkarmakta kararlıyız. Medeniyetimizde “düzen, angarya, denklik, muadele, yansızlık, doğruluk” kadar ifadelere denk mevrut hak kavramının hakkını vermenin zorluğunu en bol sizler biliyorsunuz. Bunun için çalışmalarımızı yürütürken, “geç mevrut adalet,

doğruluk değildir” sözünü aklımızdan katiyen çıkarmıyoruz. Ayrımsız şekilde, adaletin fakat bunu aplikasyon görevi sunulan mekanizmalar ve bunu yerine getirme ehliyetine ehil kişiler eliyle hayata geçirilebileceğini de unutmuyoruz” dedi.

Erdoğan,” Buna denk birileri, maatteessüf, ülkemizin adalet sistemini nerelerle angajmanlı oldukları berenarı hesap pusulası edilen suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek amacıyla var gücüyle uğraşıyor. Karşımıza çıkan kim olursa olsun böyle benzeri rezilliğe asla izin vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, keleş mihrakların güdümünde taraf çizilen tıpkı talih olmadığını hep görecek, kabul edecek. Bu ülkede sistem mücadelesini hususiyet ve genişlik önemlisi aktöre kuralları çerçevesinde verecek. Olumsuz yöndeki rastgele gayret, herhangi bir yaptırmama, gelişigüzel tahrik, herhangi bir anahtar, rastgele söylenti ülkemize yapılmış arz iri kötülüktür” diye niteleyerek konuştu.

Erdoğan AİHM kararlarını eleştirerek,” Hele AİHM ile ait yapılan değerlendirmeler konusunda engelsiz ve kemiksiz söylüyorum; AİHM kararlarından adil değildir, siyasidir. Laf Türkiye olunca siyasi değişmeyen verir amma özge tarafta Fransa Almanya olunca orada dahi maatteessüf karşıt kararlar verir. Adaletin işleyişindeki aksaklıklardan, eksikliklerden, hatalardan şikayet etmekle, bizatihi bu sisteme düşmanlık korumak ve çökertmeye işlemek, tamamen eksantrik şeylerdir. İlki anlaşılabilir, üstünde konuşulabilir, gerektiğinde diyalogla iyileştirilmesi yönünde adımlar atılabilir bire bir yaklaşımdır. İkincisi, yani adalete düşmanlık yarmak ise kabulü katiyen olanaklı sıfır tıpkısı davranıştır, üste ihanettir. Bizim hayatımız, adalet kavramının özlük manevi dünyamızdaki, tarihimizdeki, kültürümüzdeki yerini anlamakla ve anlatmakla geçmiştir. itirazlarımızı da bu çerçevede dile getirdik, desteğimizi dahi bir tatlılıkla verdik. Yargı Kurumlarımızı, hakimlerimizi, savcılarımızı vakit kaybetmeden hukukla değil vicdan ve ahlakla da bağdaşmayacak ifadelerle gaye alanların, kasıt gösterenlerin hakeza aynı saymanlık gayesi yoktur. Bu konuda oydaş olduğumuza inanıyorum. Karşımızdakilerin derdi, ülkemizin ülfet devleti niteliğini güçlendirmek değil, hukuku özlük ajandalarının bir uzlaştırıcı haline dönüştürmektir. Eş şeytanca tavırlara, yasama alanında da, yürütme üstüne dahi şehadet ediyoruz. Zira bunlar mukaddema uzun uzun bire bir süre, tıpkı yöntemlerle ülkenin enerjisini emmişler, vaktini heba etmişlerdi” açıklamasında bulundu.

Adaletin daha da güçlendirileceğini anlatım fail Erdoğan,”Demin bile nahak yere, mesnetsiz, sinsi ancak ayrıcalığına tehditle, şantajla, çirkeflikle ulaşmanın peşindeler. Kararlarını “Türk Milleti” hesabına veren yargımızın bu niteliğinden rahatsız olanların, kimlerin değirmeninden su aldığını, kimlerin değirmenine akarsu taşıdığını gördükçe, ülkemiz hesabına üzülüyoruz. Milli iradenin tecelligahı olan yasama organının itibarını sarsacak davranışların hangi gerçekten hesaplarla yapıldığını gördükçe, milletimiz yerine üzülüyoruz. Yürütmenin önüne, amme görevlilerini tehditten, yalan ve kavisli bilgilerle kurumları kusur altında bırakmaya kadar uzanan provokatif tutumlarla döşenen taşları, serpilen dikenleri gördükçe, ülkemiz namına üzülüyoruz. Yoksa, siyasi alandaki mücadeleyle ait tek çekincemiz, hiçbir tereddüdümüz yoktur. Biricik gayemiz, ülkemizin zarara uğramaması, milletimizin devletine olan güveninin zedelenmemesi, hukukun üstünlüğü ilkesine nakız gelmemesidir. inşallah, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, yeryüzü önemlisi dahi milletimizle birlikte, hepimizin bildirme büyük teminatı ve güvencesi olan adaleti daha birlikte güçlendirerek bu bataklığı birlikte kurutacağız” diye konuştu.

Dünyanın geçtiğimiz asırda kurulan siyasi ve soylu erki bati dengelerinin kökünden sarsıldığı bir dönemden geçtiğini belirten Erdoğan,” Global mal kriziyle başlayıp Corona virüs salgınıyla derinleşen, Ukrayna- Rusya savaşıyla çerçevesi genişleyen bu proses, Türkiye’yi üstelik tarihi benzeri posta ayrımına getirmiştir. Serencam iki asrı daima kayıplarla, kırılmalarla, yeniden diriliş mücadeleleriyle güzeşte bir mevki olarak, kendi potansiyelimizi kullanabileceğimiz el erki ve kalkınma altyapısının inşasını elan yıpranmamış tamamlayabildik.

Altı yüzyıllık cihan devleti Osmanlının yıkılışı ve bu topraklardaki son devletimiz Cumhuriyetin kuruluşu gibi bire bir devrimi çiğnemek tabii niteliksiz olmadı. Cumhuriyet Altını yıllarına işaret vuran vesayetin, darbelerin, siyasal krizlerin, iktisadi çöküşlerin, terörün, içtimai gerilimlerin, arsıulusal baskıların değme biri, kuşkusuz ayrı kıymetlendirme konularıdır” dedi.

Türkiye’nin çıktı bakir aynı seviyeye, eskimemiş ayrımsız lige çıktığını belirten Erdoğan,” Yaşanan gelişigüzel evolüsyon, ülkemizin önündeki fırsatın büyüklüğünü ve bizim bunu kullanabilme potansiyelimizin gücünü teslim etmektedir. Ülkemiz, geçtiğimiz 20 yılda ehil olduğu altyapıyla, adeta bugünlere hazırlanmıştır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için yapacağımız şişman atılımın eşiğine karışmak belki öyle dümdüz olmadı. Ama bulgu yerine, dünyanın ve bölgemizin adeta kaynadığı benzeri dönemde, tığ seçme şeyimizle büyük ve ruhlu Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılının inşasına hazırız. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma değme alanda, ihtiyacımız olan araçlara sahibiz” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin acun üzerinde eke aynı yoğun olduğunun altınız çizen Erdoğan,” Üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla bu temelin üzerinde bölgesini aşıp global düzeyde siyasi ve hesaplı kırıcı namına yükselen tıpkısı Türkiye var. Çıktı, içeride olduğu gibi dışarıda birlikte hedeflerimize akıllıca çapmak için gereken güce, dirayete, etkinliğe kavuştuk. Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Amerika’ya büyüklüğünde dünyanın ciharıyek beraberinde siyasi ilişkilerimizle, diplomatik ağlarımızla, sivil topluluk yapılarımızla, başkaca askeri gücümüzle, varlığımızı kabul ettiriyoruz. Çabucak Ukrayna krizinde değil, daha mukavemetli çokça yerde, vicdanın ve hakkaniyetin sembolü kendisine, savaşan taraflarla üstelik tıpkısı düzeyde ve etkinlikte veriş kurup yürütebilen neredeyse yegâne ülkeyiz.

Türkiye’nin, ecdadından miras bu adil ve muvazeneli siyaseti, asırlardır sömürülen ülkelerin kendilerine ve dünyaya bakışını de değiştirmiştir. Serencam dönemde bunun mukavim çokça emaresini görüyor, duyuyor, okuyoruz. İnsanımızın kendine güveni öylesine kuvvetlendi kim, dünyanın neresine giderseniz gidin, çoğu posta elinde bir bavulu da olmadan gelip, muvaffakiyet hikayeleri yazan vatandaşlarımıza çatmak mümkün.

Şirketlerimiz her an mütezayit ölçekte, acun üretiminde, ticaretinde söz sahibi olmaya başladı. Sivil toplum kuruluşlarımızın gönüller kazanan çalışmaları ise başlı başına benzeri efsanedir. Bütün bunları şunun üzere anlatıyorum: Türkiye daha çok dünyanın yeniden şekillenen siyasi ve ekonomik yönetim yapısının, dışlamaya kimsenin gücü yetemeyeceği bir aktörü haline gelmektedir. Ülkemizdeki herkesin, değme kurumun, gelişigüzel bireyin kendini bu eskimemiş Türkiye’ye bakarak hazırlaması gerekiyor. Hukuk sistemimiz bile bunun dışında değildir.

Onun amacıyla, işte buradan çağrımı yapıyorum. Türe Bakanlığımızın koordinasyonunda bilcümle taraflarıyla mahkeme kararı ve ahbaplık dünyamız 2053 vizyonunu oluşturmaya başlamalıdır. Eskimemiş sivil Anayasadan kurumsal kapasitenin ülkenin ve dünyanın değişen şartlarına göre geliştirilmesine kadar seçme konu bu vizyonun süresince yerini almalıdır” dedi. – ANKARA



Share: