Cumhurbaşkanı Erdoğan, TESK 21. Çarpık Çurpuk Umumi Kurulu’nda konuştu: (1)

Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan, “Esnaf ve sanatkarımız asırlardır hep olduğu kabil zaman üstelik huzurumuzun, kardeşliğimizin, dayanışma ruhumuzun garantisi olmayı sürdürüyor.” dedi.

Cumhur Reisi Erdoğan, Grand Ankara Hotel’da düzenlenen Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) 21. Dümdüz Genel Kurulu’nda konuştu.

Mahdut umumi kurulun hayırlara dil olmasını dileyen Erdoğan, ülkenin 81 vilayetinden mevrut esnaf ve sanatkar odalarının temsilcileriyle federasyon yöneticilerine çalışmalarında başarılar kâm etti. Erdoğan, “Bu vesileyle aynı misil daha siz kardeşlerimin şahsında ülkemiz genelindeki esnaf ve sanatkarlarımızın tamamına, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine, konuşu namına büyümesine yaptıkları nazirsiz katkılar için şükranlarımı sunuyorum.” diye niteleyerek konuştu.

TESK’in 2 milyonu aşan örgen sayısıyla beşeri ve kazançlı hayatın esas direklerinden biri olduğunu anlatım eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Esnaf ve sanatkar, sokağımızın başında çayımızı yudumladığımız ocaktır. Bizi sevdiklerimizle buluşturan yolların emekçisidir. Bir tas çorbasını içtiğimiz fazlalaşan dükkandır. Yürekten ekmeğimizi aldığımız fırındır. Hanemiz amacıyla alışveriş yaptığımız bakkaldır, manavdır, kasaptır. Tabii tamlık bunlarla beraber esnaf ve sanatkar, sıkıntılı günümüzde kapımızı çalan dostumuz, sevincimizi paylaşan birey yoldaşımız, mahallemizdeki komşumuz, çocuklarımızın ağabeyi ve ablası konumundadır.”

“Kültürümüzde esnaf ve sanatkar vakit kaybetmeden tecim erbabı değildir”

Türkiye’dahi esnaf kesiminin, belki üstelik dünyada hiçbir ülkede örneği sıfır bire bir tarihe, birikime ve ruhlu benzeri geleneğe ehil olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Çünkü bizim kültürümüzde esnaf ve sanatkar yalnız ticaret erbabı değildir. Yemeden Içmeden mal alıp satan tüccar değildir. Bizde esnaf tüm vasıflarının ötesinde öncelikle ahidir, yani kardeştir, fetihler geleneğimizde mertliğin, yiğitliğin, cesaretin sembolüdür. Cömert Evranı Veli’nin ‘Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir, akıl ve aktöre ile çalışıp bizi sabık bizdendir.’ dediği uygarlık tasavvurunun günümüzdeki temsilcileridir. Alışverişte, ölçüde, tartıda akla yatkın ol şiarıyla hanesine helal nevale götüren dilek insanlarıdır. Seçkin sabah ‘Bismillah’ diye dükkanını açıp ‘Elhamdülillah’ diyerek dükkanını kapatan doyum erleridir. Ahilik teşkilatının temellerinin atıldığı Selçuklu’dan günümüze esnaf ve sanatkarlarımız millet varlığımızın teminatı oldular. Güneş süresince bilcümle yolda kalmışlar, kimsesizler, garipler, misafirler, yolcular kardeş teşkilatımız eliyle sahiplenildi, giydirildi, doyuruldu. Periyot oldu mizan markajcı, divit markajcı, çekiç, aşıramento, fırça markajcı o bereketli ağyar silah tuttu, esnaf ve sanatkarlarımız vatan için cepheye koştu.”

“Esnaf ve sanatkarlarımızı, millet varlığımızın teminatı olarak görüyorum”

Çanakkale’den İstiklal Harbi’ne büyüklüğünde dirlik fakirlik mücadelesinin hepsinde esnaf ve sanatkarların tamamıyla ön safta düzlük aldığını aktaran Erdoğan, serencam adına 15 Orak Ayı gecesi milletin tamamen alay malay esnafların darbeci hainlere göğüslerini esirgeme ettiğini söyledi. Cumhur Reisi Erdoğan, şöyle konuştu:

“FETÖ’cü alçakların martir ettiği 252 insanımız ortada elan 15 yaşındaki körpe delikanlıların, kadınlarımızın, askerlerimizin, polislerimizin yanında stabil haddinden fazla esnaf ve sanatkarımız da bulunuyordu. Birileri bankamatiklere akın ederken, birileri darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçarken, birileri milletin majör direnişini monitör karşısında sağlık kahvelerini yudumlayarak seyrederken, benim akarsu tesisatçısı, elektrikçi, kunduracı, mobilyacı, cevahirci, çaycı kardeşim şeb süresince tanklara, uçaklara, ölüm kusan silahlara meydan okudu. söz konusu yurt olunca, kavim olunca, inancımız ve imanımız olunca canlarını hiçe sayan tekmil esnaflarımıza Allah’tan yağmur niyaz ediyorum. Esnaf ve sanatkarımız asırlardır bilcümle olduğu kadar zaman de huzurumuzun, kardeşliğimizin, dayanışma ruhumuzun garantisi olmayı sürdürüyor. Müteharrik, üreten, evine helal caize götürmenin peşinde olan esnaflarımız, Türkiye’nin temas alanda yazdığı muvaffakiyet hikayesinde öncü kurum oynuyor. Bütün esnaf ve sanatkarlarımızı ulus varlığımızın teminatı namına görüyor, temas birine şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

“Bugünlere birilerinin ihsanıyla değil akrebin kıskacında yoğrularak geldik”

Ahiliğin terbiyesini, ruhunu, adabını ve erkanını yaşatan esnaf ve sanatkarları tebrik fail Erdoğan, “Rabb’im Ahilik kültürüyle bilgili, bu geleneği hakkıyla, gereğince katakulli eden esnaf ve sanatkarlarımızın yokluğunu bizlere hissettirmesin.” dedi.

Sıra süresince mukavemetli haddinden fazla badire atlatmış aynı milletin mensupları olduklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bugünlere birilerinin ihsanıyla değil akrebin kıskacında yoğrularak geldik. Savaş ettik, kıymet ödedik, çile çektik, zorluklara ahşa gerdik. Vatanımızı ve bağımsızlığımızı arkalamak üzere gerektiğinde şehitler verdik. Amma gelişigüzel defasında karşılaştığımız sıkıntıların üstesinden alnımızın akıyla gelmeyi başardık. Onca saldırıya ve kalleşliğe rağmen halen bu topraklarda özgürce başımız yalman aynı şekilde yaşıyorsak bunun sebebi milletimizin birliğine, beraberliğine, değerlerine erbap çıkmasıdır. Ülkemizin ekonomik ve toplumsal krizleri dünyadaki gayrı devletlere bakarak yer birkaç zararla savuşturmasında ahilik kültürümüzün büyük payı vardır. Alelhusus salgın döneminde esnaf ve sanatkarlarımızın birer kardeş adına toplumumuz süresince kocaman görevler üstlendiğini gördüm. Resmi kurumlarımız yanında belediyelerimiz, sivil cemiyet kuruluşlarımız esnaf ve sanatkarlarımızla tamam ayrımsız seferberlik ruhuyla debi etti. Hatırlayın ‘zimem defteri’ kadar kültürümüzde zaten var olan hasletleri baştan ihya ederek hiçkimsenin açta açıkta darda kalmasına izin vermedik. Milletimiz de esnaf esnaf dolaşarak zimem defterlerini kapatmak kanalıyla öz alicenaplığını gösterdi. Devletimiz bile bu salgın döneminde vatandaşını onulmaz bırakmadı. Küresel ticaretin ağız ağıza durma noktasına geldiği o yumruk günlerde muhalefetin akla, mantığa, hesaplı hayatın gerçeklerine uygunsuz abuk sabuk çağrılarına karşın milletimize değer ödetecek kararlar almadık. Ne kesimden olursa olsun tek vatandaşımıza ‘Nerede bu devlet?’ dedirtmediğimiz üzere bilakis celal kendisine elimizi taşın altına koyduk.”

(Sürecek)

Share: