Denizli’nin Babadağ İlçesinde iki ayrımlı firma tarafından bütün 1000 dönümden aşkın alanın mermer tart ve beyaz zehir kontrol alanı namına belirlenmesi üzerine Şehremini CHP’li Ulu Atlı “Doğamıza eş çıkmak için mücadeleye başlıyoruz. Bu topraklara tığ erbap çıkmazsak kimesne sahip sokak” dedi.
Arama alanı olarak belirlenen alanda Babadağ’ın orman örtüsü, natürel su kaynakları, endemik bitkiler ve tescilli kekik balı üretimi olmasına rağmen raporda 1935 yılına ilişik bilgiler kullanılarak kayran külüstür tıpkısı bölgeymiş kadar gösterildi. Mollaahmetler ve Kelleci mahallelerinde Şişman Menderes İnisiyatifinin de destek verdiği halkı brifing toplantıları düzenlendi. Vatandaşlar eş imzaya açılan dilekçeler ile karı ve eroin arama ruhsatlarının iptal edilmesi amacıyla başvuracak.
“ZAMAN İTİBARİYLE MÜCADELEYE BAŞLIYORUZ”
Umum buluşmalarında ilçenin saf güzelliklerine ilgi çekici Babadağ Belediye Reisi Yüksek Süvari, şöyle konuştu:
“Babadağ’ımızın plato turizmi, yeşili, doğası, su kaynakları, tabii ait yıllardır koruduğumuz katıksız güzelliklerimizin talan edilmek istendiği ve ayrımsız kıyıma uğrayacağı ayrımsız süreçle cebin karşıyayız. Zaman itibariyle mahallelerimizde halkla buluşuyoruz. Bu konunun hassasiyetini bilgilendirmek için onlarla bir araya geliyoruz. (İki bakanlıktan ulaşan belgeleri göstererek) 1259 hektarlık alanda beyaz zehir taharri için cevaz mevdu. Aynı gayr mermer istihsal firmasına eroin kontrol ve mermer amacıyla cevaz verilmiş. Doğamıza sahip geçmek üzere su kaynaklarımıza erbap geçmek üzere orada zihayat canlılara sahip geçmek amacıyla mücadeleye başlıyoruz. Bunu hafife almayalım. Eylemse gösteri yapalım, sevgili açmaksa sorun açalım. Bu topraklara tığ eş çıkmazsak kimse eş sokak.”
“CANLI YAŞAMI NAMEVCUT EDİLECEK”
Balaban Menderes İnisiyatifi Sözcüsü Mustafa Çallıca da “Bin dönümlük alan ruhsatlandırılmış. Bu alanla ilgili katıksız sit siper alanı içerisinde kaldığı üzere 2 Ekim 2021 tarihinde Reisicumhur, bu alanın statüsünü değiştirerek bu alanlarda madenciliğe açılması için karar çıkarmış Resmi Gazete’dahi. Bu bin dönümlük alanda beyaz zehir faaliyetiyle toprağın yüzeyindeki hareketli yaşamı namevcut edilecek” diye niteleyerek konuştu.
Dr. Azime Bilgiç, teneffüs yolu, ruh yaradılış hastalıklarına ilgi çekerek yaptığı bilgilendirmede meselenin sağlıkla ilgilendiren bölümünü aktardı. Ayşe Hazer ise doğanın tefviz edilmesiyle yaşanacak mecburi göçe dikkat çekti.
“RAPORDA ‘DIKME YOK’ DİYOR, HERHANGI BIR VADI DIKME!”
Avukat H. Âşık Orpak ise şöyle konuştu:
“Uray Başkanımız sağ olsun bu noktadaki duyarlılığıyla bize ulaştı. Biz bu taşın altına elimizi koyarız hep bu arada. Tığ bu taşın altına elimizi koyuyoruz. Bura bizim kendi toprağımız. Eğer sesimizi çıkarmazsak tıpkı olmazsak topraklar gidiyor. Dosyadaki baskı, dosya diyor ki ‘buralarda ongun yokmuş!’ Herhangi Bir saha ağaç! Burada diyor ki ‘su bulunmayan’, sizin suyunuz yokmuş. 1935’e bakarak yapılan raporlara dayanarak yapılan aynı pres talebi. Birileri zengin olacak işin özü. Yeniden bu işi durdurmak üzere buradayız. Hele mermer ocağı girdikten bilahare ne eyvah ki çıkmıyorlar. Tığ burada mermer ocağı istemiyoruz!”
