FETÖ’nün Poyrazköy soruşturmasındaki dek davasına bitmeme edildi

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) “Poyrazköy’de ele geçirilen cephane” soruşturmasında kol kurduğu gerekçesiyle haklarında dava açılan 68 sanığın yargılanmasına bitmeme edildi.

İstanbul 33. Bunaltıcı Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi’nin karşısındaki salonda yapılan davanın 7. duruşmasına, 6 vakfedilmiş maznun, müştekiler ve canip avukatları katıldı.

Duruşmada, ayrıksı suçlardan mevkuf olan ve farklı illerde mevcut gâh sanıklara Gürültülü ve Kaynak Enformatik Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı.

Dünkü duruşmada savunmasını özne tutuklanmadan sanık Miğfer Güzeltaş’a bazen sorular yöneltildi.

Müşteki emekli Miralay Hüseyin Hançer’in, “Her şeyin usulüne akıllıca yapıldığını söylüyorsunuz. Evet tığ neden bu arkaç geldik?” sorusu konusunda Güzeltaş, “Türkiye Cumhuriyeti’nin neden bu ayla geldiğini ego açıklayacak durumda değilim.” dedi.

Kendisine yöneltilen “Tığ o dönemde intişar mıyız, kabil tıpkısı düşüncen var mı?” sorusuna sanık Güzeltaş, şu yanıtı verdi:

“Bu çokça asma ayrımsız istifham. Balkon olduğumu düşünmem üzere yapmış olduğum işin kavisli olduğunu düşünmem geçişsiz. Benim yaptığım ameliyat yasaya makul. temas suç unsuru olabilecek ayrımsız komut almadım. Haddinden Fazla art dozaj şahıslar bu operasyonlara bindi oldu. Anca bir özeleştiri yapılacaksa herkesin çıkıp söylemesi geçişsiz.”

Tutuksuz maznun bozuk Başkomiser Polat Kongur da savunmasında, “Ergenekon soruşturması ve onun devamındaki süreçle ilgili adli kolluk sürecinde on paralık bulunmadım. Suçlama konusu yapılan evrak, İstanbul 13. Ağır Sıklet Ukubet Mahkemesinde birleşen sorun dosyasındaki evrak. Savcılık benzeri evrakı alıp hakkımda bir dava daha açtı.” ifadelerini kullandı.

Yaptığı işlemlerde gayrikanuni ayrımsız talimat almadığını savunan Kongur, “Devletin hiyerarşisi dışında kimseden talimat almadım. Yargılanan insanlar, tıpkı dönemlerde çalıştığım insanlar. O insanlarla çalışmayı ben yeğleme etmedim. Hiçbir veriyi arşivlemedim. İnsanların zararına muamele yapılış etmedim. Verileri üçüncü benzeri kişiyle paylaşmadım.” diye niteleyerek konuştu.

Kongur, ByLock kullanmadığını belirterek, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Duruşma, gayrı sanıkların savunmalarının alınması üzere yarına ertelendi.

İddianameden

Poyrazköy davasının leşker sanıklarının bile aralarında bulunduğu 87 kişinin “yakınan”, Genelkurmay Başkanlığının ise “cürüm duyurusunda kâin” olarak saha aldığı iddianamede, FETÖ ile ilişik bir nice davada örgüt üyeleri yahut yöneticileri oldukları gerekçesiyle yargılanan ve gâh dosyalarda hâkimiyet giyen eski itimat müdürleri Uca Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazım Aksoy, Bahtiyar Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Ömer Köse, Tufan Ergüder ve Az Atayün’ün yanında çarkıt Erkânıharbiyeiumumiye Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklandıktan bilahare Silivri’ye götürüldüğü araçtaki görüntüsüyle gündeme mevrut Gafur Ataç’ın birlikte aralarında bulunduğu 68 gönül maznun olarak bulunuyor.

İddianamede, Poyrazköy soruşturmalarına dayanaklık etmek oluşum fail adsız ihbarların FETÖ/PDY zarfında “Bilgelik İşlem Mesulü (BİM)” namına saha kayran sivil kişiler ya dahi direkt soruşturma işlemine katılan veya istihbari çalışmalarda vazifeli kolluk görevlilerince yapıldığı vurgulanarak, bu nedenle bilcümle araştırmalara rağmen bahis konusu ihbarları yaptıkları öne sürülen can ya dahi kişilerin belirleme edilemediği kaydediliyor.

İddianamede, bahis konusu soruşturmada durma aramalarına katılan, uzman raporu ve tayin tutanakları düzenleyen personelin çoğunun ByLock programını kullanmış olmaları, bu kişilerin tekrar FETÖ/PDY’ye ait değişik soruşturmalarda karanlık namına prosedür görmeleri kadar hususlar dikkate alındığında, soruşturma ve takip makamında görev düzlük kişilerin teşekkül namına hareket ettikleri kanaatine ulaşıldığı belirtiliyor.

Sanıkların hukuka uymaz başlatılan ve ardışık bitmeme fail, “Poyrazköy” olarak aşina soruşturmalarda aktif fariza aldıkları kaydedilen iddianamede, 15 Orak Ayı darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK’ler kapsamında kamu görevinden ihraç edilen sanıkların silahlı yıldırı örgütünün hiyerarşik yapısı içre bulunarak üstlerinden aldıkları ferman ve talimatlar doğrultusunda soruşturma işlemlerine ve öncesindeki tedbir aşamalarına katıldıkları rapor ediliyor.

Sanıklardan çarkıt emniyet müdürleri Nazmi Ardıç, Dar Atayün, Ömer Köse, Kazım Aksoy, Mutlu Ekizoğlu’nun hukuka aykırı başlatılan ve ardışık bitmeme fail “Ergenekon” isimli soruşturmalar kapsamında “Poyrazköy”, “Mahpus Gösteri Planı” ve “Amirallere Suikast” namına bilinen soruşturmalarda canlı şekilde fariza aldıkları vurgulanıyor.

İstenen cezalar

İddianamede, 68 sanık için zincirleme namına “kamu görevlisi yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal, kamu personeli nüfuzu, zorlayış ve hileyle hürriyeti hacir, delil uydurarak bühtan ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” üzere suçlardan ceza talebinde bulunuluyor.

Eski güvenlik müdürü Ömer Köse’nin 11 kere zincirleme halinde “kamu personeli yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan 22 yıldan 66 yıla, 37 kere “kamu personeli nüfuzu, matematik ve hileyle hürriyeti hacir” suçundan 222 yıldan 777 yıla, 86 kez “delil uydurarak bühtan” suçundan 129 yıldan 516 yıla ve müteselsil şekilde “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan üstelik 6 yıldan 16 yıla büyüklüğünde gelmek amacıyla 379 yıldan 1375 yıla kadar delik cezasına çarptırılması iddianamede arzu ediliyor.

Benzer suçlardan eski inanma müdürleri Kazım Aksoy’un 280 sene 6 aydan 1012 yıla, Dar Atayün’ün 223 yıl 6 aydan 1189 yıla ve Oğuzhan Ceylan’ın de 314 yıl 6 aydan 1155 yıla kadar hapisle cezalandırılması maksut iddianamede, sanıklardan Abdulkadir Bayat’a 181 yıl 6 aydan 664 yıla, Ahmet Davulcu’ya 126 yıldan 433 yıla, Ahmet Uğurlu’ya 153 yıldan 580 yıla, Bekir Peker’e 195 yıldan 739 yıla ve İsa Akyüz’e üstelik 195 yıldan 739 yıla büyüklüğünde kodes cezası verilmesi öngörülüyor.

İddianamede, sanıklar Büyük Açık, Hüseyin Işıldak, Mehmet Özdemir, Mustafa Tezcan Alaç ve Salih Yılmazoğlu’nun “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan, Hesap Yıldırım’ın ise “kamu görevlisi nüfuzu, zorlayış ve hileyle hürriyeti kısıtlılık” suçundan 6 yıldan 21 yıla, 2 öğün “tutamak uydurarak iftira” suçundan 3 yıldan 12 yıla ve zincirleme şekilde “amme görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan bile 6 yıldan 16 yıla büyüklüğünde oluşmak üzere 15 yıldan 49 yıla büyüklüğünde hapisle cezalandırılması talebinde bulunuluyor.

Share: