KARADENİZ’DE ‘AĞIR EROIN KİRLİLİĞİ’ TEHLİKESİ

KARADENİZ Maharet Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nce Karadeniz’birlikte 1100 kilometrelik alandan toplanan ekşimik örneklerindeki analizlerde, 10 farklı toksik esrar izine rastlanıldı. Deniz tabanında bildirme fazla pislik yükü oluşturan okkalı metallerin ise bakır, mermi, sıçanotu ve tutya olduğu belirleme edildi. Yeryüzü fazla mermi ve bakır oranı Trabzon’un Sürmene ilçesinde, yer fazla sıçanotu oranı bile Ordu kıyılarında belirlendi.

KTÜ Bahir Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nden veri insanları, Karadeniz’e kıyısı olan Sakarya ve Artvin arası 11 ili havi 1100 kilometrelik bucak şeridi boyunca deniz tabanından ekşimik örnekleri topladı. 31 ayrı istasyondan alınan örneklerdeki kimyasal analizlerde; 10 ayrımlı toksik uyuşturucu izlerine rastlanıldı. Bahir tabanında yer fazla kirlilik yükü oluşturan alçak metallerin ise bakır, mermi, zırnık ve tutya olduğu tespit edildi. Sunma çok mermi ve bakır oranı Trabzon’un Sürmene ilçesinde, genişlik fazla arsenik oranı birlikte Ordu kıyılarında belirlendi. Araştırmada, canlıyla temas etmesi halinde dokuncalı etkisi bulunan bakır, kurşun, tutya, nikel, kobalt, sıçanotu, stronsiyum, vanadyum, lantan ve alüminyumdan oluşan 10 toksik mızrap kabilinden bakır ve kurşunun birikiminin limitlerin üzerinde, zırnık ve çinkonun limitlere andıran olduğu saptandı.

SÜRMENE’DE BAKIR, KURŞUN VE ÇİNKO; ORDU’DA ARSENİK

Araştırmaya bakarak, litre başına bildirme fazla bakır oranı; 170 miligram ile Sürmene’de, 162 miligram ile Kalaba’bile, 135 miligram ile Artvin’in Hopa kaza kıyısında belirleme edildi. Toksik metal türlerinden kurşun ise bildirme fazla 62 miligramla Sürmene, 56 miligramla Hopa ve 54 miligramla Düzce’nin Akçakoca ilçesi kıyılarında belirlendi. En çok pislik yükü oluşturan metallerden tutya ise 160 miligramla Sürmene, 150 miligramla Kalaba kıyılarında görülürken, zehirleyici etkisi bulunan arsenik birlikte sunu çok 28 miligram ile Kalabalık ile andıran ilçe kıyılarında görüldü.

DOĞU KARADENİZ KIYILARINDA MADEN YÜKÜ DAHA FAZLA

Araştırma sonuçlarında Şark Karadeniz kıyılarındaki bunaltıcı esrar yükünün, Orta ve Mağrip Karadeniz’e göre henüz fazla olduğu belirtildi. Bölgeler dağılımında ise Zonguldak ile Samsun ortada nikel ve kobalt, Cıvıl Cıvıl çevresinde sıçanotu ve bakır, Artvin ile Rize ortada yüksek oranda bakır, kurşun, tutya ve zırnık; Hopa kıyısının birlikte alüminyum, mermi ve bakır aylı olduğu ortaya çıktı.

‘YIPRANMAMIŞ VE MERMI LİMİTLERİN ÜSTÜNDE’

KTÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nde görevli Doç. Dr. Koray Özşeker, 11 ili kapsayan araştırmaları ile ilgili Karadeniz bölgesinin 1100 kilometrelik kenar şeridinin tamamını çalıştık. 31 istasyon belirledik ve Gün Doğusu, Batı ve Mutedil Karadeniz kendisine 3 kısımda inceledik. Belirleme ettiğimiz sonuçlar, henüz ilk yapılan lehçe çalışmaların sonuçlarıyla paralellik gösteriyor. Bu da, kilolu eroin açısından elan geçmiş pislik unsurları bitmeme ediyor anlamına dirimlik. Verileri pislik indekslerine bakarak yorumladık ve buna göre bakır ve kurşun toksik metallerinin limitlerin üzerinde olduğunu tespit ettik. Zırnık ve tutya için da limite mümasil olduğunu ve sınır üstüne artma gösterebileceğini söyleyebiliriz. Bölgesel olarak kıyaslarsak Şark Karadeniz bölgesindeki mızrap değerlerinin Ölçülü ve Günindi Karadeniz bölgesine göre elan yüksek olduğunu tayin ettik dedi.

Beyaz Zehir yatakları ve beyaz zehir ocaklarının varlığının, Karadeniz’deki ağır esrar yükünü artırdığını tamlayan Özşeker, Bölgemizde yer erdemli bakır ve mermi değerlerine Çamburnu, Hopa ve Çayeli istasyonu harbi tayin ettik. Bu esasta muhtemel benzeri durumdu. Bu bölgelerde karasal adına çokça sayıda maden yatakları ve eroin işletmeleri etkili olarak çalışıyor. Gelişigüzel hangi büyüklüğünde ilaç alsalar üstelik bu madenlerden akarsularla bu arada denizlerimize kısık uyuşturucu geçiyor diyerek konuştu.

‘BALIK POPÜLASYONLARI MARUZ KALABİLİR’

Korkulu metallerin akarsularla taşınarak bahir tabanından biriktiğini ve suya karışabildiğini dahi kaydeden Özşeker, Bunlar hidrofil ortama girdiklerinde yalnız akarsu kolonunda kalmaz. Belirli aynı miktarı aştıktan sonradan deniz tabanındaki kesik tabakada çökelmeye başlar. Tortu tabakadaki repertuvar, transfer limitinin üzerine çıktığı ahit okkalı metaller hidrofil ortama intikal yaparak tabana andıran bölgede güçlü balık popülasyonları buna doğrudan maruz kalabiliyor. Bu balıklar üstelik kumanya zinciri aracılığıyla sofralarımıza geliyor. Bizler bir şekilde ağır metale maruz kalabiliriz. Mikroplastik ve diğer kirleticiler kadar kırıcı metalleri birlikte bu anlamda gitmek gerekiyor. Aheste metallerin yemeden içmeden bire bir bölgeyi değil, burada zihayat canlılara, oradan benzeri art canlıya ve sonradan da soframıza kadar gelip sağlığımızı etkilediği düşünülebilir dedi.

Share: