Kılıçdaroğlu Bafra’da Yurttaşlara Seslendi: “Muhammes Çete İçin Çalışanlar Ayrı, Bay Kemal’in Yolu Ayrı. Benim Yolum, Halkın Yoludur, Milletin Yoludur,…

Bilgelik: TAMER ARDA ERŞİN/MEHMET REBİİ ÖZDEMİR – Müşteri: ÜNAL AYDIN

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Samsun’un Bafra ilçesinde yurttaşlara seslenirken “Beşli Çete için çalışanlar ayrı, Erkek Eksiksizlik’in yolu ayrı. Benim yolum, halkın yoludur, milletin yoludur, sizin yolunuzdur. Sizin yolunuzda sizin için yürüyeceğim” dedi. Siyasette şeffaflık vurgusu işleyen Kılıçdaroğlu, “Siyasette zenginleşme olanaksız. Biri zenginleşiyorsa bilin kim malı götürüyor. Birisi malı götürüyorsa bu kardeşinize vukuf vereceksiniz. Yakalayacağım, tek bulut etmeyin” diyerek konuştu. Çeltik üreticisinin detaylı kesim amacıyla 20, mutedil devam üzere 18 liralık karşılık istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Çeltik üreticisinin sesi olarak bu devleti yönetenlere sesleniyorum; sizden maksut nazik ayrımsız dünyalık değil” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bu haftaki ekip toplantısını Bafra’üstelik yaptı. Kılıçdaroğlu, toplantı sonrası pirinç üreticileriyle buluştu. Çeltik tarlasında üreticilerin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, ilçe merkezinde esnafı müzakere etti.

Bafralı yurttaşlar, Kılıçdaroğlu’nu “Adalet, hukuk, doğruluk” sloganı ile karşıladı. Kendisini karşılayan mevrut yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, düğü fiyatına ilişik, “Beş Altı geçmiş çeltik tarlasına gittim. Emniyetli olun, o tarlaya bakınca insanın içi ferahlıyor. Yemyeşil iyice tıpkısı düzlem. Çeltik tarlaları uzanmış orada. Sordum, ‘Kaça bunun maliyeti, seni hangi kurtarır’ diye niteleyerek. Seneyi de fikren, ‘Uzun tanede 20 TL, orta tanede 18 TL olması lazım’ dedi. Demincek ben, çeltik üreticisinin sesi olarak bu devleti yönetenlere sesleniyorum. Sizden istenen iri bire bir para değil. Siz, mazota yüzde 300, 400 zam yaptınız. Siz, gübreye yüzdelik 400, 500, 600 bindirim yaptınız. Siz, ilaca remiks yaptınız. Herhangi Bir şeye remiks yaptınız. Onların istediği mülk, mütevazı tıpkı mülk” diyerek konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“KİMSE UNUTMASIN; GELİYOR GELMEKTE OLAN: Çok evire çevire tıpkısı yerdeyim. Burada oylarımızın haddinden fazla düşük olduğunu biliyorum. Bunun kusuru Bafralılarda değil, bizde. Gelmedik, sofranıza benimsenmek; çayınızı, kahvenizi içmedik. Ankara’de oturduk, nutuklar attık. ‘Bize verin’ dedik. Siz de vermediniz. Demin geliyorum. Kimse unutmasın; geliyor gelmekte olan.

BENİM YOLUM; HALKIN, MİLLETİN, SİZİN YOLUDUR: Şundan emniyetli olmanızı isterim. Ego, Kentet Çetelerin adamı değilim. Ben; esnafın, emeklinin, işçinin, alın teri dökenin, herkesin… Ki üretiyorsa, kim cebin teri döküyorsa ben onun üzere çalışırım. Kentet Çete üzere çalışanlar ayrı, Erkek Eksiksizlik’in yolu ayrı. Benim yolum, halkın yoludur, milletin yoludur, sizin yolunuzdur. Sizin yolunuzda sizin için yürüyeceğim. Gençlerimiz, yaşlılarımız üzere; kadınlar, engelliler, henüz doğrusu türe istek eden bütün üzere yürüyeceğim. Sistem üzere savaşım edeceğim.

DIŞ POLİTİKA BELLİ DEĞİL. İÇ POLİTİKA HİÇ BELLİ DEĞİL: Bu konu yetişkin. Türkiye, çokça vahim sorunlar ile karşı karşıya. Epey birlikte. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu büyüklüğünde derin sorunlar yaşanmamıştı. Devletin hazinesi nedir, mahsus değil. Devlette kim neyi yapıyor, anlaşılan değil. Dış yöntem belli değil. İç siyaset hiç galiba değil. Bakanlar var, ‘adını sayın’ desem kimesne sayamaz. Dolasıyla hep bunları düşündüğünüzde takatli çok sorun ile alın karşıyayız.

DEVLET KENDİ ÇİFTÇİSİ İLE RAKIPLIK EDEMEZ: Sizden isteğim; şeş siyasal partinin umumi başkanları tıpkı araya geldik, bu ülkenin yaşadığı sorunları geride bırakmak üzere. Görüngü, ayrımsız tümen olayı değildir bundan sonra. Görüngü, ayrımsız Türkiye olayıdır daha çok. Eğer sizin çiftçiniz üretiyor, karşı terinin karşılığını alamıyorsa; bu büyüklüğünde fazlalaşan ovalarda eken, biçen çiftçi hala ‘Benim ürünümün fiyatı ne olacak’ diye denk bekliyorsa tıpkı sorunumuz var demektir. Bu büyüklüğünde bereketli ovalar varken, çiftçimiz varken şayet bu ülkenin sanki bakanı ‘Brezilya’ya gidip oralarda tarımı inceleyeceğiz, Sudan’a gidip orada toprak kiralayacağız, orada üretip Türkiye’ye getireceğiz’ diyorsa… Tıpkısı fehamet kendi çiftçisi ile rekabet edemez. Akilane değildir. Bu anlayışın değişmesi geçişsiz. Bu anlayışın değişmesinin yolu sizde, köle değil. Siz değiştireceksiniz.

TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİ, KALKINMASINI İSTERİM: Ben, sizin sorunlarınıza talibim, öyle birilerinin yaptığı kabil sizin paranıza, pulunuza değil. Umum aksine, sizin elan aşkın kazanmanızı isterim. Değme evde geçim, bereket olmasını isterim. Seçme evde insanların çalışmasını isterim. Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını isterim.

TÜM ASKERİ HASTANELERİ ŞANLI ORDUMUZA VERECEĞİM: Devleti yönetenler, hükümran güçlerin taleplerini yerine getiren eşhas olmamalıdır. Devleti yönetenler, hükümran güçlere meydan kavramak değil, hâkim güçleri bilerek egemen güçlerin talimatı ile iş yapmama hususunda kendilerini konumlandırmalıdırlar. Şayet birisi çıkıp, ‘Bu duygusal bu bedende kaldığı sürece papazı alamazsın’ dedikten tıpkısı müddet bilahare papazı verirseniz siz hâkim güce teslim olmuşsunuz demektir. Siz muhteşem ordunun Tank Palet Fabrikası’nı Şimendifer ordusuna veriyorsanız o ant sizin ulusçuluk damarınız yaralanmış demektir. Dünyada askeri hastanesi sıfır tek kargaşa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusudur. Şayet ayrımsız ordunun askeri hastanesi yoksa orada çok kısık sorunlar var demektir. Bu millete bayram verdim, size üstelik bayram veriyorum. Ayrımsız hafta içerisinde tam askeri hastaneleri, GATA üstelik dahil almak üzere tamamını onların elinden alıp heybetli ordumuza vereceğim.

BENİM ONURUMA DOKUNUYOR: Süleyman Şah Türbesi’ni zat topraklarımızdan kaçırdılar. Benim onuruma dokunuyor. Benim toprağımdan benim bayrağımı indireceksin, Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıracaksın, sonra yiğitlik edebiyatı yapacaksın. Ego, buna müsaade vermem. Allah’ın izni ve sizlerin oylarıyla kuvvet olduğumuzda, ayrımsız hafta süresince Süleyman Şah Türbesi’ni yeniden o topraklara götüreceğim, bayrağımızı orada dalgalandıracağım.

BİZİM MİLLİYETÇİLİĞİMİZİ AKTARMAK İSTEYEN RAHMETLİ ECEVİT’E BAKACAK: Bizim milliyetçiliğimiz, sanki nasyonalizm değildir. Bizim milliyetçiliğimiz, vatanseverliktir. Bizim milliyetçiliğimizi aktarmak talip, rahmetlik Ecevit’e bakacak. Rahmetli Ecevit, bizim milliyetçiliğimizi Akdeniz’in dalgalarına, Kıbrıs’a yazdı. Zımnında biz, öz ülkemizde 85 milyon ayrımsız olarak, kavga etmeden, ayrışmadan, kamplaşmadan tıpkı arada daim olmak zorundayız. Benzeri arada ülkemizi abartmak zorundayız.

BENİMLE GÖRÜŞMENİZE ICAP YOK: Bafralıların önünde saraka veriyorum; sizden çalınan herhangi bir kuruşun hesabını onlardan alacağım, bu millete vereceğim. Deminden onlar araya adamlar koyuyorlar, ‘acaba Kılıçdaroğlu ile görüşsek hangi olacak’ diye niteleyerek. Buradan söylüyorum; milletten çalınan paranın tamamını alacağım ve millete vereceğim. Benimle görüşmenize lazim namevcut.

TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR: Yasmık, pirinç, basma, cilt, hareketli hayvan haricen. evet gelişigüzel husus dışarıdan evet. Hangi oluyoruz tığ? Türkiye nereye gidiyor? Bunun mücadelesini veriyorum. Tamamını bizim insanımız üretecek. Tamamını bizim insanımız kazanacak. O devir göreceksiniz kim Türkiye şüphesiz büyüyor.

UZUN DEVAM 20 TL, MUTEDIL PARÇA 18 TL: Az geçmiş çeltik tarlasına gittim. Emin olun, o tarlaya bakınca insanın içi ferahlıyor. Yemyeşil sunturlu bire bir stabil. Çeltik tarlaları uzanmış orada. Sordum ‘Kaça bunun maliyeti, seni ne kurtarır’ diye. Seneyi birlikte düşünerek, ‘Uzun tanede 20 TL, orta tanede 18 TL olması lazım’ dedi. Şimdi ben, çeltik üreticisinin sesi yerine bu devleti yönetenlere sesleniyorum; sizden istenen iri tıpkısı dünyalık değil. Siz, mazota yüzde 300, 400 remiks yaptınız. Siz, gübreye yüzdelik 400, 500, 600 bindirim yaptınız. Siz, ilaca bindirim yaptınız. Her şeye zam yaptınız. Onların istediği servet, mütevazı tıpkısı para, büyük ayrımsız para değil. Dışarıdan ithal ediyorsun, dünyanın parasını ödüyorsun dolar, avro yerine. Bizim çiftçiye vereceksin Türk lirası, elan ne olsun.

EN TEHLİKELİ ÖZ, ÇİFTÇİYİ TOPRAĞA KÜSTÜRMEK: Bu insanlar kazanmalı, üretmeli. Genişlik okkalı madde, çiftçiyi toprağa küstürmek. Çiftçiyi toprağa küstürürseniz iflah olamaz. Onların iyi dirimsel elde etmesi geçişsiz, bol yaşaması lazım kim tarlalarını ekebilsinler, üretebilsinler, çalışabilsinler.

NİYE PUTİN? SENİN KAFAN, İRADEN, ÖZGÜR DÜŞÜNCEN NAMEVCUT MU: Bire Bir miting yapmıyorduk, esnaf ziyareti yapıyorduk esasta ama… ‘Afganları, Suriyelileri yollayalım’ diyor benzeri kadın kardeşimiz. Tek meraklanma. İki sene ortamında, iki… Ben söyledim; ‘Suriye ile barışın, uğraş etmeyin’ dedim. ‘Yanlış yapıyorsunuz’ dedim. ‘Türkiye’üstelik uluslararası Suriye konferansı düzenleyin’ dedim. Yapmadı. Putin ferman verdi, ‘Emredersin’ diyor, demincek ‘barışacağım’ diyor. Neden Putin? Senin kafan, iraden, özgür düşüncen yok mu? Sen demelisin kim ‘ben özlük ülkemin çıkarını koruyacağım, özlük milletimin çıkarını koruyacağım’.

ESNAFI DA ÇİFTÇİSİ DA FAİZ ALTINDA EZİLİYOR: Bize katılın, bu memlekete adalet gelsin. Bize katılın, bu memlekette cebin terinin değeri olsun. Bize katılın, bu memlekette işsizliği bitirelim. Bize katılın, bu memlekette esnaf bayındır etsin. Esnafı bile çiftçisi de repo altında eziliyor. Düzem korumalı mevduat getirdiler. Altı ayda sunulan para, 60 bilyon 600 milyon TL veriyorsunuz, ürem veriyorsunuz. Diyorlar evet ‘Faize karşıyız’, hikaye bittabi. İki; diyorsunuz ki ‘Senden algı almayacağım’. Üç; ‘Eğer dolar yükselirse dolar garantisi de veriyorum, aradaki farkı vereceğim’. Dört; ‘Eğer bunları yapıyorsan antrparantez sana sakim güven vereceğim’. Evet fellah, esnaf, sanayici, üreten? Onlara namevcut.

BİRİ FINANSAL GÖTÜRÜYORSA BU KARDEŞİNİZE MALUMAT VERECEKSİNİZ. YAKALAYACAĞIM: Siyasette zenginleşme olmaz. Biri zenginleşiyorsa bilin kim malı götürüyor. Birisi malı götürüyorsa bu kardeşinize malumat vereceksiniz. Yakalayacağım, on paralık keder etmeyin.”



Share: