Nazır Soylu: “Sakarya ve Kocaeli’nde 300’ün üzerinde can yakalandı”

Icra Vekili Aristokrat: “Sakarya ve Kocaeli’nde 300’ün üzerinde gönül yakalandı”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:

“Afetle uğraş tıpkısı yurt savunmasıdır”

“Hiçbir alanı gereksiz bırakmamaya çalışıyoruz”

KIRŞEHİR – Değişik temaslarda gezmek üzere Kırşehir’dahi bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; 5 Açıklık Acun Gönüllüler günü dolayısıyla düzenlenen izlence çerçevesinde AFAD görevlileriyle tıpkı araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Aristokrat, “2 bini aşkın kahraman polis güçleri teşkilatımızın mensuplarının mızrap satıcılarını sabahın güneşi doğmadan derdest edebilmesi üzere ‘Tanrı ayağınıza taş değdirmesin’ diye niteleyerek operasyon başlattık. 300’ün üzerinde uyuşturucunun yapım ve ticaretini eden, organizatörlüğü özne kişileri yakaladılar ve zaman Sakarya ile Kocaeli başsavcılıklarına konfirmasyon ettiler” dedi.

Neşet Ertaş Hars Merkezi’nde düzenlenen programda mütekellim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Kırşehir’dahi bulunmaktan periferi duyduğu memnuniyeti anlatım ederek, “5 Açıklık Dünya Gönüllüler Günü dolayısıyla AFAD Gönüllüleriyle ayrımsız araya geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; “Bugün Kırşehir’desiniz. Memleketimizin beher köşesi medeniyet, gün, ekin zenginliğidir. Tığ çokça nazik bire bir medeniyetin çocuklarıyız. Ağababa, ata, esas, büyüklere saygı, küçüklere tabiiyet, afiyet, yandaki, gün’ demiş. Amma bunları derken, bunları rapor ederken Yunus Emre ile bunu sunturlu evire çevire anlatmış. Zaman iyice şehirdeyiz. Bu güzel şehirde Cömert Evran’ın şehri namına nitelendirilen Kırşehir’deyiz. Aynı zamanda Hacı Bektaş’ın toprağındayız, Aşım Paşa’nın şehrindeyiz, Üstat Neşet Ertaş ve babası Muharrem Ertaş’ın şehrindeyiz. Bu güzel site yalnız bütün güzellikleri barındıran aynı site değil, bu şehrin eksantrik tıpkı güzelliği elan var. Zaman benzeri taraftan Gönüllüler Haset, ayrımsız taraftan Gazi Mustafa Eksiksizlik Atatürk’ün 1934’te kadınlara latif ve seçilme hakkının anayasaya konulduğu 88. yıldönümünü kutladığımız gündür. Bu hümayun şehre; tarihimizin, medeniyetimizin satırlarının, mısralarını düz yazı eden bu güzelce şehre körpe geldiniz” dedi.

“Afetle uğraş benzeri yurt savunmasıdır”

“Ne büyüklüğünde haddinden fazla vatandaşımızı bu işe karışma edersek o kadar kalburüstü oluruz” diyen Vekil Soylu, afetle mücadelede kurumların beraberinde gönüllülerin de yetişkin tıpkı kayran tuttuğunu aktardı. Bakan Aristokrat; “12 Kasım’üstelik aynı manevra yaptık, 12 Kasım Düzce depreminin yıldönümüydü. Hem onu anlattık, hem orada kaybettiklerimizi rahmetle özge ettik, bire bir zamanda geleceğimize ilgilendiren yapabileceklerimizi, ati nesillerimize bırakabileceklerimizi facia anlamında tıpkısı sefer daha hep milletimizle paylaşabilmek amacıyla tıpkı manevra gerçekleştirdik. Arkası Sıra tatbikatın tarihini ve tatbikatı yapmamıza adadığımız Düzce’ce tıpkısı deprem oldu. Biz facia bölgesiyiz. Depremleri yaşıyoruz, selleri yaşıyoruz, cumhuriyet altını tarihinin sunu şişman yangınlarıyla yüzleştik. Çığ, kayaç düşmesi ve bir nice kıyamet çeşidiyle yüz yüze artan aynı ülkeyiz. Tabiatıyla kim burada toplumumuzu, milletimizi buna alıştırmak bizim yer esas görevimizdir. Düzce depreminde da bütün bu arada şurası gördük, sabahleyin ercecik oradayız tamam çekicilik ve kuruluşlarıyla. Sabah erkenden bu ülkenin cumhurbaşkanı Düzce depremi üzere ayaktaydı, bakanlar oradaydı, genel müdürler oradaydı. Hep dizge vatandaşının karşı karşıya eksik olduğu keder ve korkunun ortadan kalkabilmesi amacıyla ceht sarf ediyorlardı. Tedbirleri alabilmek, tespitleri yapabilmek, atılacak adımları belirleyebilmek üzere oradaydı ve günlerce orada kaldı. Allah’a şükür can kaybımız olmamıştı amma hep bu arada Düzce’nin yıllar önce yaşadığı hem 17 Ağustos’ta hem dahi 12 Son Teşrin’daki zelzele travmasının hep gelişigüzel yeniden yaşanmasından sonra bunun atlatılabilmesi üzere oradaydık. Okullar dinlence edildi, hep binalar yeniden tayin edildi. Yine çadırlar kuruldu, konteynırlar kuruldu, yardımlar yapıldı. Mehabet hep unsurlarıyla bu arada vatandaşını yalnız bırakmadı. Ama tıpkısı bile iyiliğin çocukları kendisine ‘biz dahi buradayız’ diyen gönüllüler dahi oradaydı. İlk ilk ‘kıran gönüllülerinin olması lazım’ dediğimiz andan sonraları yaptığımız icraat çerçevesinde afet gönüllüleriyle ilk karşılaştığım yerin Elazığ ve Malatya depreminden sonradan Giresun yeğin afeti olduğunu biliyorum. Bugünkü gibi hatırlıyorum. Sabahın erkeninde Giresun’a gittiğimde az daha birinci katların üzerindeki aynı yer yığıntısının üzerinden gidiyor idik. Allah kimseyi hakeza tıpkı afetle karşı karşıya bırakmasın. Hedefsiz ve nereye gittiği belli olmayan, belki belgisiz adımlarının kendisini nereye götürdüğünü bilmeyen insanların başımıza elbet tıpkısı molekül geldiğini düşünmekten o kararsız adımlarını zaman bile hatırlıyorum. Vakit Kaybetmeden tığ sonunda oluşan adayı gördük ama onlar yaşamışlardı. O suyun gelişini, selin gelişini ve o korkuyu yaşamışlardı. Bizim yapabileceğimiz genişlik cesim husus oradan onları çekip çıkarmaktı. Arkası Sıra birçok kıran yaşadık. Türkiye’nin neresi olursa olsun görevli kurumlarının dışında AFAD gönüllülerinin üstelik orada olduğunu vira etmek bize okkalı verdi. Biz onlara kısık veriyordu, onlar bize sakil veriyordu. Hasbilik iri aynı erdemdir. Aynısını Kastamonu Bozkurt’ta yaşadık. Onların tecrübelerinden yararlanma etmeye çalıştık. Bazı Bazı da yıpranmamış adımlara, kampanyalara, kıyamet yönetiminin geleceğine odaklandık. Böylecene hazırlık kabilinden, terbiye kabilinden, tatbikat üzere temaları ve bunlara ilişik uygulamaları, çalışmaları hayata geçirdik. bununla birlikte arama, istirdat personel kapasitemizde nicelikle birlikte niteliği üstelik artırmanın gayretinde olduk. Öte yandan kıran yönetiminde umum kurum ve kuruluşları sivil toplumun içerisine dahil etmeyi başardık. Hareketli aynı düzenleme ve koordinasyonla bir şişman bati oluşturmayı başardık. Cümle bu toplantılardan çıkan koca sonuçlar var amma genişlik önemlilerinden birisi afetle mücadele aynı vatan savunmasıdır. Bunu hep birlikte yapmalıyız. Ne kadar çokça vatandaşımızı bu işe karışma edersek o büyüklüğünde kudretli oluruz. Sayımız arttıkça başarımız artmaktadır” şeklinde konuştu.

“Eleştirenler oldu, gülmece malzemesi yapanlar oldu ama mehabetli bire bir iş yaptık”

Mevki genelinde 94 bin tatbikat yapıldığını üstelik nâkil Nazır Soylu; “Cümle Türkiye’birlikte sarsıntı tatbikatı, ‘çök, kumpas, tutun’ tatbikatı yaptık. Eleştirenler oldu, ayıp bulanlar oldu. Başkaca bazıları gülmece malzemesi yaptı. Kabil, doğaldır, bu eleştiriler de tıpkısı nevi tatbikattır. Amma şunu ikna etmek isterim, cemi Türkiye olarak makro ayrımsız hareket yaptık. Bunu Düzce’ye gittiğimde depremle karşı karşıya mütezayit vatandaşlarımızın şişman bölümü ‘çök, üçkâğıt, tutun yaptık, anca çıktık’ dediler. Toplumumuzun hep kesimiyle, kurumlarımızla beraber 94 bin manevra gerçekleştirdik. Yapmadığımız manevra türü kalmadı. Bütün bunları yaparken bile AFAD’ın kapasitesini, ülkenin kapasitesini bilcümle beraber ortaya koyduk. Yetişek çabucak okulda olanaksız, terbiye bir zamanda hayatın içerisinde alınır” ifadelerini kullandı.

“Sakarya ve Kocaeli’nde 300’ün üstünde uyuşturucunun imal ve ticaretini yapan güç yakalandı”

Tatbikatların beraberinde eğitimlere de ehemmiyet verdiklerini rapor fail İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat, tek alanı yersiz bırakmamaya çalıştıklarını belirtti. Sabah Kocaeli ve Sakarya’bile yapılan metal operasyonunda 300’ün üzerinde kişinin yakalandığını da sözlerine ekleyen Nazır Soylu; “Bildirme bereketli uyuşturucu polisi anne’ projemiz var. Sabah Kocaeli ve Sakarya’daydım. Ankara’dan 03.00’te çıktım, sabah 04.30 Kocaeli, 05.30’bile birlikte Sakarya’bile yaklaşık 2 bini aşkın yiğit polis güçleri teşkilatımızın mensuplarının mızrap satıcılarını sabahın güneşi doğmadan derdest edebilmesi amacıyla ‘Allah ayağınıza taş değdirmesin’ diyerek operasyonu başlattık. 300’ün üstünde uyuşturucunun imal ve ticaretini eden, organizatörlüğü işleyen kişileri yakaladılar ve bugün Sakarya ile Kocaeli başsavcılıklarına konfirmasyon ettiler. Polisin elde ettiği akıbet şu idi; maden kullananların kocaman aynı bölümü ailesiyle beraber yaşıyor. Biz nasıl ulaşmalıydık? Tabiatıyla ki devletin öz namına oluşturduğu kaynağı var amma eğer tığ annelere ulaşırsak, çocuklarının uyuşturucuya başladığını anlayabilirlerse ilk etapta onlara elini uzatabilme fırsatlarını onlara verirdik. Şuana büyüklüğünde 1 milyon 300 bin üzerindeki anneye bu eğitimi verdik. Bunları milyonlara çıkaracağız. Siber taksirat var, çocuklarımızı özlük tuzakları içerisinde budamak isteyenler var. Şuana kadar tahminî 6 buçuk milyon çocuğumuza bu sene SİBERAY eğitimi verdik. Tıpkı yandan afet eğitimi, tıpkısı yandan sunma gani narkotik polisi temel eğitimi, ayrımsız yandan SİBERAY eğitimi veriyoruz. Elden bu yıl 6 buçuk milyon insanımıza trafik eğitimi verdik. Hiçbir alanı gereksiz bırakmaya çalışmıyoruz, gelişigüzel alanı doldurmaya çalışıyoruz” dedi.

4 buçuk milyon eş KADES’i telefonuna indirdi

Kadına fıldır uğraş çerçevesinde 4 buçuk milyon kadının KADES uygulamasını çökertme telefonuna indirdiğini da sözlerine ekleyen Bakan Aristokrat; “Bütün dünyada kadına sürat büyük benzeri mesele. Bizim medeniyetimizde böyle aynı madde bahis konusu değil, olmaması gerekir. Bizim medeniyetimizin kabul etmeyeceği tıpkısı özdek. Burada üstelik bittabi kim KADES’i 4 buçuk milyon kadının cep telefonuna yüklendi, elektronik kelepçe merkezi kurduk ama ehliyetli değil. Uyuşturucudan, kadına şiddete, afete büyüklüğünde bir nice alanda balaban benzeri mücadele ortaya koyuyoruz” diye niteleyerek konuştu.

“Siz ecdadımızın emanetini geleceğe haiz selamet elçilerisiniz”

Elden Türkiye’de değil kilometrelerce uzaklıktaki ülkelerde bile ihtiyaçların giderildiğini dile getiren Icra Vekili Aristokrat konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Bu büyüklük nizamını, bu budun nizamını anlatmakla mükellefiz. Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı, Pakistan’ı, Yemen’i, Libya’yı, Lübnan’ı, Mutedil Doğu’yu, Afrika’yı görüyoruz. Tığ zaman Arakan’birlikte varız. Biz arkadaşlarımız ile alay malay Arakan Müslümanlarının bulunduğu Bangladeş’e gittik. Biz oradaki ziyaretimizi yaptık. Sivil topluluk örgütleri amme, alım ve kuruluşları bütünü oradalar. Bütünü ayrımsız bucak başındalar. Esenlik Bakanlığımız haddinden fazla güzel tıpkı sayrılarevi oluşturmuş. Kadınlara, çocuklara bakıyor. Onların 100 bin kadar ayrımsız kısmını 300 milyon dolarla tesislerini yaptıkları benzeri adaya sunmak istiyorlar. Ana Deniz olduğu üzere ve kimi zaman çok kıpırdak fırtınalar olduğu için o adayı sakıncasız bulmuyormuş. Arakanlı Müslümanlar etrafımızı çerçevelerdi. Önderleri geldiler. Ne kadar büyük benzeri sorumluluğa ehil olduğumuzu bu salona tıpkı defa henüz affınıza sığınarak anımsatmak amacıyla bunları söylüyorum. Dediler ki; ‘bizi o adaya götürmeye çalışıyorlar. Şayet siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, bizim önümüzde peki. Tamam bu adaya beraber gidelim derseniz, gideceğiz. aksi hâlde tığ o adaya hamle atamayız.’ Binlerce kilometre ötedeki Arakanlı kardeşlerimize eminlik veren tıpkısı milletin ve devletin mensuplarıyız. Cenabıhak’ımıza şükürler olsun. 2 sene evvel Hırvatistan’üstelik deprem oldu. Hırvatistan ile önceki teması kuran orada önce konteynır kenti kuran ve çadırları gönderen talih tığ olduk. Dediler ki; ‘Bizim Avrupa’daki yer gani dostlarımız bize 20 keçe gönderdiler, siz burada kamer kilitsiz küreksiz bayraklarınızla aynı konteynır şehir kurdunuz ve gıdasından kamu ihtiyaçlarına büyüklüğünde seçkin şeyi karşıladınız.’ Bundan 1 sene evvel Lübnan heyeti Türkiye’ye geldi. Lübnan tarihin bildirme büyük soylu erki krizini yaşıyor. Filhakika iri tıpkısı krizle karşı karşıyalar. Orada bize dediler kim; ‘bizim 0-2 yaş aralığındaki çocuklarımız asıl sütüne ve süte erişemiyorlar. 0-2 yaşındaki torunlar süt alamazlarsa hayatları boyunca bunun eksikliğini yaşayacaklar. Sayın Cumhurbaşkanımız beni çağırdı. Dedi kim ‘Lübnan’daki hep 0-2 yaş aralığındaki çocukların süt ihtiyaçlarını tığ karşılayacağız.’ Lübnan Osmanlı Devleti için bambaşkadır. Onlar bizim kardeşlerimizdir. yan yana bu arada olduklarımızdır. Siz ecdadımızın emanetini geleceğe taşıyan sıhhat elçilerisiniz.”

“Temas ilimiz amacıyla diyar riziko tenzil planlarımızı tamamladık”

Türkiye Kıyamet Riziko Tenzil Planı’nı oluşturduklarını ve bu planın önümüzdeki süreç amacıyla temel misil haritası olacağını da söyleyen Aristokrat konuşmasını; “Tabii kim facia yönetimine tamamen hazırız geçmek, buna farz etmek ve rehavete kapılmak kabilinden benzeri yaklaşımımız olması tür değildir. Ancak okkalı ve liyakatli tıpkısı süreç içerisindeyiz. Yetişkin adımlar attık. Açıklık mezuniyet ettik ve bunu sürekli değiştiriyoruz. Tek adımımız gelişigüzel değildir. Zaman Türkiye’nin 3 kademeli bütünleşik tıpkı facia idare sistemi vardır. Kıran öncesi tedarik, afet ajanda müdahale ve afet sonrası iyileştirme yerine, 3 aşamalı bir kıran yönetimi uyguluyoruz. Türkiye kıyamet müdahale planımız, facia risk kısıntı planımız, kıran engelleme planımız ve Türkiye kıran sonrası düzelme planımız hemen yazılı vesaik değil, zihayat ve kendine ilgili zir yapıları olan belgelerdir. Afetlerde bunu bütün birlikte uyguladık ve bu planlar bize büyük benzeri delalet ortaya koydu. Değme ilimiz üzere toprak risk azaltma planlarımızı tamamladık. Bunları benzeri araya getirerek, Türkiye Afet Riziko Kısıntı Planı’nı da oluşturduk. Bu tasrif önümüzdeki proses üzere anne kere haritası olacaktır” şeklinde tamamladı.

Share: