Önem Çalışanları, Hükümeti Keserle Odun Yontarak Protesto Etti

Kısım-İş Sendikası’na uzuv hüküm çalışanları, kullanılmamış adli yılın açıldığı gün Ankara Adliyesi uğrunda gösteri yaptı. Fasıl-İş Umumi Başkanı Hezel Hamzaçebi, hükümetin yargı çalışanlarına yönelik politikalarını keserle odun yontarak protesto etti. Hamzaçebi, “Maalesef hükümet, keser ile odun yontar kadar milli geliri yandaşa dağıtmaktadır. Biz, bu sömürüye, haksızlığa, bu düzene başkaldırı ediyoruz. Odun yontarak protesto ediyoruz. Milli gelirden payımızı, refahtan hakkımızı istek ediyoruz” dedi.

Departman-İş Sendikası’na örgen egemenlik çalışanları, hükümetin kendilerine müteveccih politikalarını, adli yılın açıldığı zaman Ankara Adliyesi uğrunda protesto etti. Kesim-İş Sendikası Genel Başkanı Söz Hamzaçebi, burada yaptığı açıklamada, adli sene küşat törelerinin karışık salonlarda düzenlenmesine reaksiyon gösterdi ve şöyle konuştu:

“HAK BAKANLIĞI, YER IRI ADALETSİZLİĞİ KENDİ PERSONELİNE YAPMAKTADIR”

“Biz önem emekçileri yıllardır kronikleşen ve hal muntazır sorunlarımız altında sahipsizce kıvranırken bugünü cafcaflı salonlarda kutlayacak durumda değiliz. Alanlarda taleplerimizi gündeme getirmeye çalışıyoruz. Bugün eminiz kim gelişigüzel gelen Adalet Bakanı üzere güncel Bakan üstelik ilişkin mekanlarda ‘Türe yerini bulsun’ der üzere, herhangi bir sene olduğu kabilinden geleneksel seremoniler düzenlemekte, çalışanlara ıslah yapacağını söyleyerek umut vermekte, yarın ise unutmaktadır. Hak Bakanlığı, sunu balaban adaletsizliği kendi personeline yapmaktadır.

“CEFADA VAR OLAN YARGI ÇALIŞANLARI, SEFADA UNUTULMUŞTUR”

Üç yıldır, süren pandemi döneminde onlarca hâkimiyet çalışanı salgından ölüm etmiştir. Bu müddet zarfında bile cansiparane görevini yapmışlardır. Cefada var olan hâkim çalışanları, sefada unutulmuştur. en son edimsel denk yüklemek icabında; bir nice iş kolunda iki almanak yüksekokul mezunlarına 3600 eklenmiş koku verilirken hâkimiyet çalışanlarına bırakın iki yıllığı, dört yıllıklarına de 3600 ek nişan verilmemiştir. Benzeri eksantrik denk isnat etmek icabında; rekor banka özendirme sözleşmelerinin yapıldığı şimdilerde, Hak Bakanlığı’nca bu rekorların yarısı tutarında promosyon sözleşmesine imza atılıyor. Bunu de ‘rekor’ diye niteleyerek kamuoyuna, çalışanlara duyurmaya çalışıyorlar. Bu üstelik çalışanların aklıyla dalga geçmektir.

“BÜYÜMEDEN PAYIMIZI ILLET ALAMIYORUZ”

TÜFE, TÜİK’e bakarak yüzde 79,60, ENAG’a göre yüzdelik 176,04 kendisine açıklanıyor. Konfederasyonumuz Müttehit Amme-İş’e göre açlık sınırı 7 bin 282 TL’yi, yetersizlik sınırı 21 bin 784 lirayı bulmuş. TÜİK’e bakarak sıkıntılı içi eşit endeksi Yİ-ÜFE yüzde 144,61 namına açıklanıyor. Ilgi ederseniz TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki ayırt az daha tıpkı kat.

Hem TÜFE’yi bağan hesapla hem de 6 kamer sonra bu farkı çalışana öde. Bizler amacıyla bu, kabul edilebilir bire bir nitelik değildir. Müteharrik, TÜFE rakamları ile sömürülüyor. TÜİK’e bakarak ekonomimiz yüzde 7,6 yetik. O antlaşma bizim payımız nerede? Bu büyümeden tığ payımızı ne alamıyoruz? Ev ayında verdikleri yüzdelik 2,5 zam vardı. Bunu de yabansı adına enflasyonun içerisinde eritip gene dümbelek aldılar. Sıkıntılı içi üretici fiyat endeksi, maliyetleri ölçen benzeri endeksti. Şu andaki maliyetlere yansıyan endeks, ilerleyen zamanlarda nihai tüketim fiyatlarına yansıyacağından TÜFE’nin bile artışı demektir. Memurlar namına maaşımızı peşin alıyoruz, bu endeksi da bize evvelce ver. Izzet, idrak ve harçlara geldiğinde alacağına ÜFE’ye bakarak hesaplıyor, memura vermeye gelince TÜFE’ye bakarak hesaplıyor. Bu birlikte kabul edilebilir değil.

Zorunlu gıda, tüketim maddeleri, ısınma, tenvirat, erişim, barınma fiyatları almış başını gitmiş. Zaman meskende kullanılan neşelilik ve natürel gaza elan bakir yüzde 21 remiks geldi. Şiddet çalışanları, bu şartlarda hayata tutunmaya çalışıyor.

“ADALETE OLAN YÜREK YERLERDE SÜRÜNMEKTEDİR”

Bir eski dönemin adli yıl açılışında dönemin Türe Bakanı Abdülhamit Gül, ‘Adliyeler adalet duygusunun ikametgahıdır’ dedi. Bugün adalete olan yiğitlik yerlerde sürünmektedir. Adamına bakarak şiddet değil, herkese adil tıpkısı geçerlilik istiyoruz. Bilcümle etki paketleri açıklanıyor, reformlardan bahsediliyor. Gelinen noktada maalesef buut iç açıcı değil. Hâkimiyet ve ünsiyet sistemimiz elan birlikte geriye gitmekte, yargıya cesaret henüz birlikte azalmaktadır.

“KABADAYI SAVCI VE HAKİMLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ”

Adalet teşkilatını bilgili ve savcıdan ibaret görüp 150 bin karar emekçisini yok saymak makul değildir. Zaman yemekhaneden, lojmanlardan, araçlardan, demirbaştan, arşivden sorumlu onlarca bilge ve savcılar bulunmaktadır. Hakim ve savcıların yeri kürsüdür, seksiyon. Bakanlığın bir nice biriminin yönetimine tığ hâkimiyet çalışanları yerine, -eğitimimiz, liyakatimiz yetiyor- talibiz. Zaman, ayrımsız milat olsun. Yoksulluğun, sefaletin, sömürünün kaynağı, yolsuzluklar araştırılsın. Külhanbeyi müddeiumumi ve hakimleri göreve nida ediyoruz. Kesim-İş Sendikası namına de temas ant yanlarında olduğumuzun de bilinmesini istiyoruz.

“YENİ ADLİ YILIN ADALETTEN YANA, LİYAKATİN TEMEL ALINDIĞI, YARGI ÇALIŞANLARININ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALDIĞI BİR YIL OLMASINI DİLİYORUM”

Adalet Bakanlığı’ndan egemenlik çalışanları üzere paket bekliyoruz. Bu pakette olması gereken taleplerimize gelince; 3600 munzam nişanlık, yüksekokul mezunları karışma bilcümle hüküm çalışanlarına verilmeli. Ilımlı talim mezunlarının da ekleme göstergeleri 2200 yapılmalı. 657 sınırlanmış Izzet Memurları Kanunu’nda türe hizmetleri sınıfı oluşturulmalı. Türe çalışanlarına döner gelirlerinden nasip verilmeli. Adalet çalışanları, 2802 az Bilgili ve Savcılar Kanunu’na göre değil, 4483 basit Işyar Suçları Kanunu’na bakarak yargılanmalı. Mobbinge karşı çalışanları koruyucu çalışmalar hayata geçirilmelidir. Görevde yücelme ve san değişikliği sınavlarındaki şartlar kaldırılmalı. Koruyucu hizmetler çalışanlarının umumi dümen hizmetleri sınıfına geçişleri sağlanmalı. Tamlık sözleşmelilere kadro verilmeli. Çok faaliyet ücretlerinin günümüz şartlarına göre artırılmalı, parçalanmamış eskiden ödenmeli. Kat paraları kamu illerdeki çalışanlara ödenmeli. Lojmanlar, kreşler ev. Lojman ve yetiştirme yurdu yapılsın. Kâin lojmanların gün görmeyen, rutubetli, sağlıksız ast katları veya en son katları; baran, su, rüzgar geçirenleri normal çalışanlara veriliyor. Bilge-savcılara ise ayrımcılık yapılıyor, en gür katlar, orta-meydanlık katlar veriliyor. Lojmanlardaki ayrımcılığa serencam verilmeli. Büyükşehirlerde fariza yapanlara büyükşehir parası verilmeli, icar yardımı bile yapılmalıdır. Yeni adli yılın mobbingden, baskıdan, cezadan ırak; haktan, hukuktan adaletten yana, emniyetli, erinç zarfında, liyakatin esas alındığı, faaliyet barışının realizasyon edildiği, egemenlik çalışanlarının emeğinin karşılığını aldığı bire bir sene olmasını diliyorum.”

“HÜKÜMET, KERKI İLE ODUNU YONTAR GİBİ MİLLİ GELİRİ YANDAŞA DAĞITMAKTADIR. BİZ BU SÖMÜRÜYE, HAKSIZLIĞA, BU DÜZENE İSYAN EDİYORUZ. ODUN YONTARAK IHTARNAME EDİYORUZ”

Meze Hamzaçebi, elan sonra hükümetin hâkimiyet çalışanlarına müteveccih politikalarını adliye uğrunda keserle odun yontarak ihtarname etti. Hamzaçebi, “Maatteessüf hükümet, keser ile odunu yontar kabil milli geliri yandaşa dağıtmaktadır. Biz bu sömürüye, haksızlığa, bu düzene ayaklanma ediyoruz. Odun yontarak ihtarname ediyoruz. Milli gelirden payımızı, refahtan hakkımızı talep ediyoruz” dedi.



Share: