Samsun Karı Dayanışması: “Şiddete Yoksulluğa Cebin, İsyanda, Özgürlük İçin Sokaktayız”

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Samsun Eş Dayanışması, geri; 25 Son Teşrin Kadına Yönelik Hovarda Uluslararası Uğraş Günü dolayısıyla yürüdü. Yapılan açıklamada; “6284 çevrilmiş yasanın hedefe konulması ile müzekker yargının cezasızlık politikaları kadına müteveccih şiddeti, tacizi, tecavüzü ve karı cinayetlerini arttırmaktadır. Bizler ‘koca doğruluk değil, cins adalet’ etmek amacıyla avrat cinayetlerinin münferit değil, politik olduğunu nara atmak üzere alanlardayız” denildi.

25 Son Teşrin Kadına Yönelik Hovarda Uluslararası Savaşım Haset zımnında, Samsun Bulvar uğrunda sağanak şekilde yağan yağmura karşın tıpkısı araya gelen kadınlar; Çiftlik İstiklal Caddesi’ne büyüklüğünde yürüdüler ve açıklama yaptılar. Samsun Kadın Dayanışması hesabına KESK’in iş kollarından PATIRTILI Idarehane Başkanı Aysel Ev, KHK’lı Kadınlar yerine Emel Çakır, Nurcan Bölükbaş, Bağlılık Yağmur ve Merve Baran Enerjik okudu.

“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”

Matbuat açıklamasını evvel namına Samsun Kadın Dayanışması adına okuyan Nuran Bölükbaş şunları söyledi:

“62 sene önceki Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatöre alın demokratlık, hürriyet talebiyle götürüm bayrağını yükselten Mirabel Kardeşlerin mirasını devralan kadınlar gelişigüzel türden baskıcı, faşizan yönetimlere alın götürüm geleneğine topluluk çıktıklarını, İran’bile katledilen Mahsa Amini’nin peşi sıra diktatörlüğe, otoriter rejimlere, ataerkilliğe karşı dünyanın seçme yerinden yükselen direnişleriyle bir öğün daha göstermişlerdir ve bizler zaman dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten koca egemen kapitalizme cebin isyanımızı, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle karşılaşmak ve itirazlarımızı bütün gelişigüzel henüz çok belirtmek amacıyla yeniden alanlardayız. Geçtiğimiz 25 Kasım’dan bugüne eş şiddeti cevvaliyet kesmeden bitmeme etmiş, serencam on kamer içerisinde 337 eş katledilmiş, 190 kaba kadın ölümü gerçekleşmiş.  2022 yılında öldürülen kadınların yüzde on yedisi failler hakkında uzaklaştırma kararı olmasına karşın katledilmiş. Erkek hâkimiyet gelişigüzel fırsatta kadın katillerine ferah hal ve nahak kımıldatma indirimi amacıyla gerekçe bulmaktan ferasetsiz durmamıştır. Gerici, cinsiyetçi ve homofobik temelde oluşturmayı tasarladığı eskimemiş sosyal düzenin inşası üzere avrat kazanımlarını hedefe düz düzenlemeler özne erk seçme bölüm eş şevket şiddetini yeniden üreten politikalarını hayata geçirmektedir.    6284 az yasa bibi uygulanmamakta, hatta yasanın sağladığı haklar kısıtlanmaya çalışılmaktadır. 6284 az yasanın hedefe konulması ile müzekker yargının cezasızlık politikaları kadına müteveccih şiddeti, tacizi, tecavüzü ve kadın cinayetlerini arttırmaktadır. Bizler ‘ayvaz adalet değil, gerçeklik adalet’ etmek için eş cinayetlerinin münferit değil, politik olduğunu nara atmak için alanlardayız.

“3 BALA DOĞURANA TOPLUMSAL YARDIM YAPILIYOR”

Samsun Avrat Dayanışması yerine Bağlılık Baran bile benzeri danışma yaptı. Yağmur konuşmasında şunları söyledi:

“Ataerkil kapitalizm, yaşamımız ve kazanımlarımıza çevrik saldırıları arttırarak muhafazakar toplumu bedenimiz üzerinden inşa etmek istemektedir. Bizleri eve, aileye, kocaya, babaya ait ‘makbul’ kadınlar olmaya, bedenimizi kuluçka makinası, kariyerimizi analık adına tanımlamaya çalışmaktadır. Toplumsal bindi adı altında kadınlara yapılacak tahaffuz yardımını en birkaç üç bala doğurma koşuluna bağlamakta. Bakım sorumluluklarıyla alay malay familya süresince kalan hisse senedi yükümüz cinsiyetçi hisse senedi bölümünü derinleştirirken kadınları esirgeyici ve güçlendiren icraat hesabına streç düzentileme modeliyle bizleri düşük ücretlerle güvencesiz, örgütsüz çalıştırmaya mahküm etmekte ücretli-ücretsiz emeğimizi henüz birlikte değersizleştirmenin yolları aranmaktadır. İktidar desteğiyle temas dönme aynı kentte örgütlenen ‘aile yürüyüşleri’ adı altında LGBTİ karşıtı gösterilerle homofobi ve tiksinti söylemleri körüklenmektedir.  Kimliğimizi namevcut sayanlara, bizleri erkeğe, sermayeye ve devlete daha birlikte bağımlı ağıl değirmek için seçme tür krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlara cebin emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce almanak erkek hükümran denetimine serencam çevirmek için alanlardayız.”

“BİZ KADINLAR MESAI SÖMÜRÜSÜNE EN ÇOK MARUZ KALANLARIZ”

Merve Yağmur Enerjik konuşmasında şu ifadelere kayran verdi:

“Kalan işsizlik, verimsizlik, güvencesiz, taşıt dışı çalışma ile gelişigüzel krizin yarattığı ekonomik şiddeti en korkulu biçimde biz kadınlar yaşıyoruz. Esas tüketim maddelerine, hareketlilik, doğal gaz, akaryakıta ard ardıl yapılan zamlardan ve ücretlerin her an erimesinden yer fazla etkilenen itilaf yeniden güvencesiz, elastik, işgücü piyasası içerisinde, örgütlenme hakkından yoksun, iş sömürüsüne elan bunaltıcı maruz kalan, biz kadınlar oluyoruz. Konuşu krizin derinleştiği, işsizliğin arttığı koşullarında kadınlar olarak henüz birlikte yoksullaştık, yoksunlaştık. Emeğimizin bulunmayan sayılmasına, işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz, vasıta dışı sömürü koşullarında çalışmaya karşı, garantili düzentileme, emniyetli gelecek talebimizi nara atmak üzere alanlardayız. Zaman krizde olan pederşahi anamalcılık; savaşlar çıkarmakta doğayı dağıtma etmekte, kadınları, çocukları, emekçileri, halkları gelişigüzel geçen dönme artan sömürü çarkının içine çekerek bu krizden çıkmaya çalışmaktadır. İşsizliğin, yoksulluğun bu kadar arttığı, konuşu krizin derinleştiği koşullarda devlet kaynakları ve bütçe, güvenlikçi politikalara, savaşa aktarılmaktadır. Bizler henüz aşkın yokluk, ivinti, kafile ve ayrımcılık anlamına mevrut savaşların sonuç bulmasını, bedel ve özgürcesine bire bir arada yaşamamızın sağlanacağı demokratik koşulların oluşmasını istiyor ve bunun için savaş ediyoruz ve bu 25 Kasım’de dahi; şiddete, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa cebin; muadele, türe, barış ve özgürlük üzere alanlardayız.”

“BİZ KADINLAR TOPLUMSAL ALANIN GELIŞIGÜZEL AŞAMASINDA VARIZ”

KESK’in hisse senedi kollarından PATIRTILI Samsun Yazıhane Başkanı Aysel Ocak’ta küçümseme alarak şunları söyledi:

“Biz kadınlar, şiddete sömürüye alın yaşamın bağımsız milletvekili özneleri olma mücadelesini mufassal yıllardır ve kesintisiz tıpkısı biçimde sürdürüyoruz. Kadın türe ve özgürlüklerine dair zaman ne varsa kadınların yıllardır yürüttüğü mücadelenin sonucudur. Tıpkısı 62 sene evvel Mirabel kardeşlerin başlattığı kabilinden, kadınlar tam dünyada diktatörlere cebin savaş ateşini yükseltmeye bitmeme ediyor. Emeğimizin gaspı ve bedenimizin denetimine tarihsel dip planı çokça dinç, eril zihniyetin üzerimizde kurduğu dizgesel tahakkümü kırmanın yegâne yolunun, sonsuz ve organize eş mücadelesini yükseltmekten geçtiğini biliyoruz. Biz kadınlar içtimai alanın seçme aşamasında varız ve var olacağız.”

“840 BEBEK CEZAEVİNE GİRDİ”

Samsun KHK’LI Kadınlar Platformu hesabına sözcü Emel Şarap şunları söyledi:

“20 Temmuz 2016 da zar edilen ve bibi bitmeme fail OHAL’den beri KHK’lar vasıtasıyla 23 bin kadın bir gecede sorgusuz sualsiz, tek savunma alınmadan etkisiz bırakıldı. Bu suret cumhuriyet altını tarihinin sunu şişman eş tutuklu sayısıdır. 281 iki canlı ve çocuklu avrat, çocukları ile gelişigüzel gözaltına makbuz, tutuklandı. 840 süt kuzusu cezaevine girdi. Yüzbinlerce yavru ise esas baba mevkuf yerine hayata tutunmaya çalışıyor. Kadının eteğine gülüşüne, şortuna, çocuk sayısına karışıldığı bu dönemde kadın namına yaşamak, yoksullukla dövüşmek filhakika zorken, tığ KHK’lı kadınlar tıpkısı de işsiz bırakıldık. Özel sektörde çalışmamız yasaklandı. Yurtdışı çıkışlarımız engellendi. Yakınlarımız ile birlikte yokluğa ölüme mahküm edildik. Yetmedi özgürlüğümüzle sınandık. Epey hukuksuzlukla, yoklukla savaş etmenin yegâne yolu, kadınların alay malay, aidiyete bakmadan, örgütlü mücadelesidir. Bu ülkede ezilen, sömürülen kamu kadınları, düzenleme, yan yana mücadeleye bire bir kat henüz çağırma ediyoruz.”

Share: