Vali Gündüzöz: “İlimiz tıpkı zelzele bölgesidir”

Ilbay Gündüzöz: “İlimiz benzeri zelzele bölgesidir”

AYMEP toplantısı Muş’ta yapıldı

MUŞ – Muş Valisi Doç. Dr. İlker Gündüzöz, Muş’un Kuzeydoğu ve Gün Doğusu Rum kırık hattı birleşme noktasında olduğunu hatırlatarak, “Türkiye esasta elden deprem değil stabil haddinden fazla afete maruz kalma ihtimali olan benzeri ülkedir” dedi.

Kıran ve Evgin Format Yönetimi Başkanlığının düzenlediği “5. Üniversiteler Facia Yönetimi Merkezleri Platformu (AYMEP)” istimara toplantısı Muş Alparslan Üniversitesi eş sahipliğinde gerçekleştirildi. Üniversiteler Kıyamet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri Platformu başkanlığında üniversitelerin facia ve ivedi uzanım yönetimi konularında 35 üniversitede faaliyet gösteren araştırı merkezleri müdürlerinin katılımı ile Muş Alparslan Üniversitesi familya sahipliğinde başlayan derinti iki zaman sürecek. Küşat konuşmalarından sonraları güruh senato salonunda bitmeme etti.

Burada konuşan Muş Valisi Doç. Dr. İlker Gündüzöz, afetlerle birlikte sevimli kabiliyetini artırmak gerektiğine vurgu yaparak, “İlimiz Odalık Alparslan diyarı tarihimiz ve milli kültürümüz açısından serencam mertebe önemlidir. İlimiz ayrımsız yer sarsıntısı bölgesidir. Muş, Kuzeydoğu ve Şarki Anadolu fay hattı toplaşma noktasındadır. Deprem riski altında olan illerimizden biridir. Türkiye haddizatında hoppadak sarsıntı değil it canlı çokça afete maruz kalma ihtimali olan bir ülkedir. Afetlerle birlikte hayat kabiliyetini bile en yukarıya sezmek zorundadır. Bunu hem yönetimsel olarak hem birlikte vatandaşlar adına düzenlemek zorundayız. Afetlere yetişmek zorundayız. Muş’ta bu açıdan bakıldığında fay hatlarının kesiştiği yer sarsıntısı riski olan bir ilimiz, bir zamanda gayrı afet türlerine duyarlık olan aynı yer. Bu açıdan AFAD’ın ve devletin değişik birimlerinin afete müteveccih hazırlıkları bir kıran vuku bulduğundan kıran sırasında faaliyetlerin icrasında serencam kademe canlı olması ve önceden hazırlıklı olması önem bildirme ediyor. Buraya geldiğimiz zaman amme binalarının sarsıntı yönünden çok tedarikli olmadığını gördük. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun bize verdiği imkanlarla stabil çok kamu binamızı depremselliğinin test edilerek güçlendirilmesi üzerine şanlı yatırımlar yapıldı. Bunları zelzele sırasında polisin ve jandarmanın ayakta durması için yapıyoruz. Bunları yaparken kulağımızın arkasında beklenen bire bir zelzele vardı. Bu ilde bire bir zelzele olduğunda bugün yaptığımız yatırımların değeri o ahit anlaşılacak” dedi.

“Tedarikli olmamız gerekir”

“Depremlere mücehhez olmamız gerekir” diyen Ilbay Gündüzöz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Tığ yer sarsıntısı fay hatları üzerindeyiz. 1903’te Malazgirt’te sarsıntı olmuş, 3 bin civarın vatandaşımız hayatını kaybetmiş. 1946’dahi Varto depremi var. Gine 1966 anılmış Varto depremimiz var. 3 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş. Nedeniyle şimdiden tedarikli olmamız gerekir. Yapılacak metin çok işimizin olduğunu dahi biliyoruz. Bu konuda polis ve açıkgöz binaları değil okullar bile önemlidir. Milli terbiye konusunda zaman şantiyeye döndü. İlimizde 50-60 şerha yapım bitmeme ediyor. Cumhuriyet Altını tarihinin en önemli envestisman paketi milli eğitimde yürüyor. 410 bin nüfuslu ilimizde 110 bin öğrencimiz var. Depreme çocuklarımız okulda yakalanırsa ne tamam? Allah korusun. Dolayısıyla okullarımız birlikte yenileniyor. Sağlık birimleri ayakta dursun diye niteleyerek yenileniyor. Muş özelinde hazırlanıyoruz. Depremin hangi devir olacağını bilen tıpkı uygulayım bilimi bulunmayan. Onun amacıyla giderek sarsıntı olacakmış gibi tedarikli olmalıyız. Depremden evvel yapılacak işleri yapıyoruz. Bugün burada konunun akademisyenleri hâlet ediyor. İçişleri Bakanımızın hassasiyeti ile büyük hazırlıklar yapıldı. Ama deprem sırasında ve sonrasında yapılacaklar var. Zımnında bu toplantının koordinasyona mütalik hususlarda fikir alış verişi noktasında müfit olacağına inancım tamdır. Toplantıya katkı veren bütün paydaşlara tekrar teşekkür ediyorum.”

“Geçen sene ülkemizde kaydedilen irili ufaklı 20 bin deprem var”

Gerçekleşen toplantıda konuşan Facia Araştırmaları Merkezi Başöğretmen Vekili Kürşat Esat Alyamaç ise güzeşte sene ülkemizde kaydedilen irili ufaklı 20 bin yer sarsıntısı olduğunu vurgulayarak, “Üniversitelerde araştırma merkezlerinin çokça bulunmaz bir özelliği var. O birlikte hocaların ayrımsız araya gelerek kurdukları benzeri konuya kontak yazar eksperlik alanlarını ayrımsız araya getirerek sorunları hal buldukları yapılardır. Şu anda Türkiye’da aracısız facia yönetimi ile ait 42 üniversitemizde kestirmece 45 parça facia hile merkezi var. Kâffesi bu platformun üyesi, hatta katılamayan hocalarımızı bile arayarak sebeplerini bildirmeleri ve Muş’ta olmak istediklerini da yansıtmak isterim. Bu araştırma merkezlerinin bire bir araya gelmesi çok kıymetlidir. Çünkü tığ biliyoruz ki ülkemiz afet ülkesidir. Muş’ta birlikte zelzele, çığ, göçü ve kaya düşmesi üzere birçok değişik riskler var. Güzeşte sene ülkemizde kaydedilen irili ufaklı 20 bin yer sarsıntısı var. Nedeniyle facia bizim daima gündemimizde olması gereken bir husustur. Bu platformun anne amacı birlikte budur. Facia ve risk azaltma hepimizin sorumluluğundadır. Çabucak devletin öz başına yapabileceği bire bir öge değildir. AYMEP’in tahsis etmek istediği dahi budur. Görevlerini ödeme ederek devam edecek ve ülkemize haddinden fazla bunaltıcı katkılar sunacak bir platformdur” ifadelerini kullandı.

Toplantıya Vali Yardımcısı Mustafa Ayvat, İl Açıkgöz Komutanı Miralay Mehmet Teşrinisani Duayen, İl Emniyet Müdürü Açık Deniz Kaloğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ulaş Çaydaş, Hareket Riski Tenzil Dairesi Genel Müdür Orhan Tatar, Forma Platformu Başmuallim Vekili Prof. Dr. Kürşat Alyamaç, 35 üniversitenin taraf ısıra afat merkezi ve depremle ilişik icraat işleyen akademisyenler katıldı.

Share: