DENIZ, Çin’in Sincan bölgesinde Uygurlara yönelik adam hakları ihlallerini kınadı Açıklaması

Avrupa Birliği (SU), Birleşmiş Uluslar (BM) İnsan Hakları Faziletkâr Komiserliğinin açıkladığı raporun içeriğini değerlendireceğini, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki kayırıcı hakları ihlallerini bir misil daha kınadığını bildirdi.

AKARSU Komisyonu sözcülerinden Nabila Massrali, günce basın toplantısında BM İnsan Hakları Efdal Komiserliğinin açıkladığı Çin’in Sincan Uygur Mahalle Muhtarı Bölgesi’ndeki adam hakları ihlallerine dayalı raporuyla ilgili soruyu yanıtladı.

AKARSU’nin, BM Ofisinin bahis konusu herif haklarının ihlaliyle ilgili endişelerini yayınlanmasını kıvançla karşıladığını tabir eden Massrali, şöyle konuştu:

“Şu anda raporun içeriğini değerlendiriyoruz ve zamanı geldiğinde tepkimizi yayınlayacağız. Ancak henüz önce dahi söylediğimiz kadar AB, Sincan ve Çin’in diğer bölgelerindeki adam hakları ihlallerini, hele Uygurlara ve millî, dini ve etnik azınlıklara yönelik zulmü sıkı kınamaktadır.”

Massrali, DENIZ’nin Sincan sorununu Çinli yetkililerle yıllardır görüştüğünü, bu yılın başlarındaki AB-Çin zirvesi ve genişlik faziletkâr düzeydeki ikili görüşmeler bile karışma olmak için mukannen forumlarda gündeme getirdiğini vurguladı.

BM raporu

48 sayfalık raporda Sincan’da canlı 23 Uygur, 16 Kazak ve 1 Kırgız Türküyle mufassal kavuşma yapıldığı, konuşulan isimlerden 26’sının 2016’dan bu yana belli başlı aralıklarla ya keyfi tutuklandığı evet de Çin’in yeniden eğitim bilimi kamplarında çalıştırıldığı bilgisi paylaşılmıştı.

Raporda Sincan bölgesinde “terör ve aşırılıkla savaşım adı altında kilolu âdem hakları ihlalleri işlendiği” ve bu ihlallerin “insanlık suçu yapılanma edebileceği” vurgulanırken “Doğruluk ihlallerinin dayandırıldığı terörle mücadele kanunları, uluslararası koca hakları düzgü ve standartları açısından az çok sorunludur. Bölgedeki yetkililere degaje soruşturma, zecir ve kalın imkanı tanıyan bu yasada belli belirsiz, serbest ve ucu münhal tanımlamalar bulunmaktadır.” ifadeleri meydan almıştı.

Bölgedeki yeniden yetişek kamplarında tutulanlara yönelik muamelenin endişe verici olduğu, azap, dağ ilişki ve mecburi tıbbi otama uygulandığına dayalı raporların emniyetli bulunduğu belirtilen raporda, Komiserliğin eriştiği belgelerin, söz konusu adalet ihlallerinin kesin bilançosunu çıkarmaya yetmeyeceği ancak “yeniden terbiye kamplarındaki ayrımcı ortamın, bu tesislerde herif hakları ihlallerinin açık eksende yaşandığını doğrulayacak yeterlilikte olduğu” kaydedilmişti.

Yeniden yetişek kamplarında tutulan Müslüman azınlığa mensup kişilerin anne adam haklarından mahrum edildiği belirtilen raporda, “Dini kimlik, ifade, gizlilik ve akım özgürlükleri usulsüzce yasaklanmıştır.” ifadesi kullanılmıştı.

Çin’in doğruluk ihlalleriyle ilgilendiren yanıtı

Çin, Sincan’de kaç kamp bulunduğuna, buralarda birçok kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının toplumsal hayata döndüğüne ilişkin bilgelik vermezken kişi belirlediği biraz kampın az sayıda ecnebi diplomat ve matbuat mensubu marifetiyle kısmen görülmesine müsaade vermişti.

Pekin yönetiminin sözcüleri cebren çalıştırma iddialarını ise “Çin-karşıtı güçler aracılığıyla uydurulmuş süprüntüler” yerine nitelemiş, ülkedeki koca hakları durumunun gerçek dışı namına karalanmaya çalışıldığını savunmuştu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin üstelik 24 Mayıs’ta ihlallere ilgili polis kayıtlarıyla ilişik basına sızdırılan iddialara yanıtında “Bahsettiğiniz, Çin karşıtı güçlerin Çin’i karalamaya müteveccih çabalarının son örneğidir. Bunlar sakat hilelerin tekrarından ibarettir. Lakırtı ve yalanları yayarak dünyanın vereceği hükmü gölgeleyemezler. Sincan’da abra ve refahın olduğu, orada yaşayanların de hayatlarından memnun ve mutlu olduğu gerçeğinin üzerini örtemezler.” ifadelerini kullanmıştı.

Share: