Şehirde doğup, büyüdü… 10 sene evvel dinlenmek için geldiği köyünden kopamadı

Şehirde doğup, büyüdü… 10 sene evvel soluklanmak için geldiği köyünden kopamadı

RİZE – Üniversiteden çıkışlı olduktan sonradan 10 sene önce Rize’nin Çayeli ilçesindeki dedelerinden kalma eve dinlenmeye gelen 33 yaşındaki Ay Aygün o gün bugündür kapalı kalmadıkça köyünden bir yol dahi ayrılmıyor.

İstanbul’birlikte doğup büyüyen ve pres fakültesini bile bitirerek 10 yıl ilk köyüne gezmeye mevrut Ay Aygün, Çayeli ilçesinde dedelerinden kalma etkisiz durumdaki evde konaklamaya başladı. 23 yaşına büyüklüğünde tek köy hayatı yaşamadığını tamlayan Aygün “10 yıldır buradayım amma ben liyakatsiz yerine buraya geldim. Burada bir tane ninem vardı, bana tıpkı şeyler öğretebilecek. Onun öğretilerine kulak vererek henüz sonrasında ben deneyimleyerek, heyecanımı da dinamik yilbik, buradaki birikim ve tecrübelerimi arttırdım ve imdi buradaki hayat benim amacıyla gayet görgüsüz olmaya başladı” dedi.

“Hisseden eş”

Köye geldikten sonradan duyularının elan bol çalıştığını hissettiği için içtimai medyada namına ‘Hisseden Adam’ namına tanındığını tamlayan Aygün, “Toplumsal medya da ‘hisseden âdem’ olarak tanınıyorum. Başkaca bazıları hisseden mir, hisseden abi, hisseden kardeş diyerek bahsediyorlar. O birlikte komiğime gidiyor. Aslında hisseden adamın temeli ego köyüme ilk geldiğimde ayrımsız önsezi içime doğmuştu. Şehirde doğdum büyüdüm. Üniversiteyi bitirdikten sonra işim bile hazırdı. İşime gidecektim ki köyüme bire bir dinlenme etmeye gelmiştim. Biraz kafamı dağıtmaya ve kafamı dinlemeye ancak öyle aynı hisler varlık oldu kim henüz gani görebildiğimi, henüz ferah duyabildiğimi, henüz ferah koklayabildiğimi hissettim ve bunların ardı sıra gittim. O yüzden ‘Hisseden insan’ lakabım vardır” diye konuştu.

“Elimden geldiği kadar dışarıdan ihtiyacımı karşılamam”

İhtiyacı olan şeyleri doğadan karşılamaya çalıştığını tamlayan Aygün, “Zamanımın çoğunu çay tarımı karışma ettiği için ondan kazandığım gelirle ihtiyaçlarımı şehre gidip bazen haftalık evet da mahiye kendisine ihtiyaçlarımı gideririm amma esasta amacım şu elimden geldiği büyüklüğünde dışarıdan ihtiyacımı karşılamam. Elimden geldiğince ihtiyacımı köyümden karşılarım. Bilfarz tıpkısı atlatmak mayalayacaksam, ekmeğin mayasını kendim üretmeye çalışıyorum evet bile tıpkısı yoğurt mayalayacaksam o mayayı dahi kendim yapmaya çalışıyorum. İpe ihtiyacım varsa bile dışarıdaki bitkilerden kuşkusuz ip yapabileceğimi öğrendim” şeklinde konuştu.

Deneyim ve tecrübe kazandıkça yaşadığın ortamda elan sakin kalabileceğini anlatım eden Aygün, “Ben şu anda yaşadığım hayatta sunu haddinden fazla önem verdiğim öz, elinde olanı doğru aynı şekilde bağışlamak ve onu hüsran etmemek. Çokça deneyime sahip olmak çünkü birikim az buçuk birlikte olsa insanda çekinmezlik sahibi kılıyor. Hangi kadar çokça deneyime ve tecrübeye sahipsen yaşadığın ortamda gayet asude kalabiliyor ve makul kararlar alabiliyor. Bu da yaşamı güzelleştiren ayrımsız mebde” ifadelerini kullandı.

Share: